Giriş
(2)

yeni dönem türk öykücülerinden iyi bir kitap önerisi lazım

adivar
Türk öykücülüğünü takip etmeye gayret ediyorum.Var mıdır öneriniz bu kitabı kesin okumalısın dediğiniz?Türker Ayyıldız - Şikeste nasıl?
Türk öykücülüğünü takip etmeye gayret ediyorum.

Var mıdır öneriniz bu kitabı kesin okumalısın dediğiniz?

Türker Ayyıldız - Şikeste nasıl?
0
adivar
(06.12.18)
Aykut Ertuğrul- İki Dünyanın Ustası

Melisa Kesmez- Bazen Bahar

Şule Gürbüz- Coşkuyla Ölmek
0
kullanıcı adı
(06.12.18)
Ayşegül Çelik
Ayfer Tunç
0
black holes in the sky
(07.12.18)
(18)

Öğretmenlikten istifa etmek

sylcn
merhaba ben 5 yıldır matematik öğretmeniyim. 1.5 yıldır kadrolu olarak çalışıyorum. hep öğretmen olma hayali ile buralara kadar geldim fakat mesleğimin 4. yılında aslında mutlu olmadığımı , okul ortamına ait olmadığımı hissettim. okulda aşırı yorulmam ve tüm günümü ve haftalarımı etkilemeye başladı
merhaba ben 5 yıldır matematik öğretmeniyim. 1.5 yıldır kadrolu olarak çalışıyorum. hep öğretmen olma hayali ile buralara kadar geldim fakat mesleğimin 4. yılında aslında mutlu olmadığımı , okul ortamına ait olmadığımı hissettim. okulda aşırı yorulmam ve tüm günümü ve haftalarımı etkilemeye başladı bu düşünce. çalışma hayatı fıtratıma uygun değilmiş hissi içindeyim. haftaiçi günlerin bana ait olmadığı düşünüyorum. haftasonunu gerçekten iple çekiyorum. madem mutlu değilim neden devam ediyorum ki ? bu süre zarfında nişanlandım ve evlendim. hatta 7 haftalık hamileyim ve eşim çalıştığım yere gelemiyor. bende onun yanına gidemiyorum. devletin sözleşmeli öğretmen politaksı bu şekilde.

eşimle ayrı kalmamak için , eşim ücretsiz izne ayrıldı ve çalıştığım yere geldik. 6 aylık bir süre için. burada geçici bi ev tuttuk. çok fazla eşya almadık aslında derdim eşya değil de içinde bulunduğumuz şartı anlatmak için. şuan tek maaaşla hem düğün taksitlerimizi diğer evimizdeki ve burdaki evin kiralarını ödüyoruz ve maddi olarak bi artımız yok. aslında eksiye de düşmüyoruz ama geçici bir evde halı bile şart ve evimiz halısız. kilimde yemek yemekten ve betona temas etmekten ,kış gelmeden hasta oldum.

lütfen yazımı şımarık,memnuniyetsiz biri olarak algılamayın. nasıl derin bir çıkmazdayım anlatamam. aslında bence bırakmalısınız gibi bir cümle kulmanızı beklediğimden değil de çalışan bir anne yada ev hanımı bir anne mi olmak iyidir ? yada bu düşünceler için bana önerebileceğiniz birşey var mı ?
0
sylcn
(13.10.18)
yakında sözleşmeliler kadroya geçebilir. o zaman pişman olursun. çok yoruluyorsan 21 saate gir. hatta tayin zamanı küçük bir okula gidip daha rahat edersin. hormonların mı değişti ne oldu? geçici bunlar. sakın bırakma mesleğini.
0
ya ben lan neyse
(13.10.18)
sevgili sylcn

1 esin calisacak bir şekilde başka bi iş bulsun calissin
2 okul rahattır zaten dogum izni vs. alacaksın sakin ol sakın istifa etme
3 aileler ne durumda bilmiyorum ama biraz ev esyası vs. ailenizden yardım isteyin
evin birini de kapatın

yoksa isler zor
cocugu doguracaksan birikim şart
0
kingcyrax
(13.10.18)
Çalışmayıp ne yapacaksın pardon da? Her insanın bir mesleği ve işi olmalı bu hayatta.

Çalışmak benim fıtratıma uygun değilmiş ne demektir yaw. Dilencilik mi yapacaksın? Koca parası yiyip boş bir hayat mı geçireceksin? İnsanlara bağımlı yaşamaktan daha boktan bir hayat düşünemiyorum şahsen.

Düzen kurmadan evlenmek ve çocuk yapmak bence fıtratınıza uygun değilmiş.
0
bos gezenin bos ustasi
(13.10.18)
Öncelikle ev ayakkabısı ya da terlik al halıdan daha ucuz
Düğün taksidi konusunda bir şey diyemiyorum keşke yapmasaymışsınız
Eşinizin çalışması gerek anneniz yanınızda dursun.
Bu söylediklerinizin hepsi düşünmeden hareket etmek yüzünden oluyor.
Paran yok düğün yapıyorsun taksidi bitmeden çocuk, anlamam mümkün değil.
İşinizden ayrılmayın çünkü diğer çalışma hayatı çok daha zor ve çetrefilli, çalışmayan anne/ ev kadının nasıl hayatta gerilediğini görmüş bir insanım tavsiye etmem. Eşinizin avcuna bakmayın. O gün gelir ayrılmak ister pişman olursunuz. Çalışma hayatı bok gibi ama herkes için bok gibi ve kimse de mutlu değil. Mutluluğu çalışma haytında değil dışarda arayın.
0
fasulyek
(13.10.18)
Çocuk bekliyorsanız riskli biraz, bırakmayın. Biraz sıkın dişinizi derim en azından çocuk büyüyene kadar. Zaten izne ayrılacaksınız çocuk doğunca, belki fikriniz değişir. Hayatınıza çok büyük bir değişiklik katacak zaten. Devam edin derim, olmazsa en azından çocuğunuz için bırakmış olursunuz.
0
black holes in the sky
(13.10.18)
Mesele yorulmaksa, öğretmenlik dışında yapacağınız işlerin koşulları öğretmenlikten çok çok daha ağır gelir. Bunun dışında içinde bulunduğunuz koşullarda neler yapılabileceğini yukarıda arkadaşlar söylemişler.

Ev hanımı olmak, kendinizin eve bir şeyler katamaması bir süreç sonrasında sizi üzebilir daha doğrusu kendinizi kısıtlı hissetmenize neden olabilir.
0
biravekahve
(13.10.18)
hocam işin olduğuna şükret diyorum ben. öğretmen isen çok bir alternatifin de yoktur. hani mühendis olsan falan derim ki biraz ara verirsin olmazsa tekrar bir şekilde başka bir yerde başlarsın. ama sırada atanmayı bekleyen binlerce öğretmen varken ilerde ah vah ettiğinde çok geç olabilir. bu sebeple devam. ekmek parası bu.

yorulacağız, ayrı kalacağız, bıkacağız belki ama hepsi geçiyor inan. hatta bunlardan sonra daha güçlü oluyor insan.
0
giovanne
(14.10.18)
çalışmak kimsenin fıtratına uygun değil. okul hayatı zor geliyorsa ki öğretmenliğe çok acayip sevmiyorsanız gayet normal, özel derse kaymaya çalışabilirsin. lisede bana özel derse gelen bir hoca vardı. endüstri mühendisliği bitirmesine rağmen geçimini özel ders vererek sağlıyordu. iş saatleri daha uygun olur. tabii ki bir anda değil de kademelili yaparsanız açıkta kalmazsınız.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(14.10.18)
bence özel dersten dolayı matematik en şanslı öğretmenlik branşı. istifa edecekseniz de özel ders vererek gelir elde edebilirsiniz. okul ortamından sıkıldığınızı söylemişsiniz, belki o şekilde ders vermek daha iyi gelir. ben maddi olarak sıkışıksam okulla beraber yapmayı düşünürdüm hatta.
0
centrolenidae
(14.10.18)
Hiç özel sektör görmemişsiniz herhalde. Düzen durmadan düğün yapıp çocuk yapmak nedendir, neyinize güveniyorsunuz hiç bilmiyorum. Doğacak çocuğa yazık etmeyin ve mesleğinizi layıkıyla yapmaya çalışın lütfen.
0
mutlusismankedi2015
(14.10.18)
birincisi istifa etmemen en sağlıklı olanı. ikincisi ise bu kadar zorluğa rağmen, evlilik müessesini devam ettirmeniz. eşiniz değerinizi bilmeli.
0
iwilldiealone
(14.10.18)
herkes çalışacak diye bir kural yok ama
1- hala taksit ödüyorsanız demek eşiniz de çok dolmuş taşmış bir insan değil. e şimdi hamilesiniz zaten, bu bebeğe nasıl bakacaksınız o kadar borçla filan? halı alamıyorken?
2. dönemin sonuna doğru doğum iznine ayrılabiliyorsunuz.
o kadar sıkıldıysanız doğum iznini doğumdan önce 8 sonra 8 hafta, sonra da ücretsiz olacak şekilde alın madem. 1.5 yıl filan yapıyor bu kocaman bir süre. bol bol düşünürsünüz. oradaki evi de kapatırsınız eşinizin yanına gidersiniz.
2- hadi istifa ettiniz. gerçekten alternatif evde oturmak mı? dediğim gibi geçinebilecek misiniz bebekle ve borçla? çalışacak olsanız öğretmen olarak devlette çalışmaktan daha "kebap" iş maalesef yok şu anda memlekette. eşinizin işi garanti mi? ve diyelim ki o da sıkıldı işinden ne olacak? pişman oldunuz, atanabilecke misiniz tekrar? kanunu ne bunun?
3- hep akademisyen olmayı hayal etmiştim, sırf bunun için temel bilim okudum, bunun için y.dışında doktora yaptım vs. ama benim de hiç hayal ettiğim şekilde olmadı. yani kariyer değiştirmek çok normal ve "tanıdık" geliyor bana. ama bırakıp ev hanımı olmak biraz cüratkar hele hele bu kadar yeni evliyken, borçluyken, memleket bu haldeyken...bilemiyorum. elbette çok mutsuzsanız sizin bileceğiniz iş de; şu an halı yok diye hastasınız (en azındna siz kfanızda ona bağlamışsınız) yarın para sıkıntısından çocuğu istediğiniz bir okula filan gönderemezseniz daha büyük hasta olabilirsiniz. Ama derseniz ki yok asıl mutsuz bir anne olarak çocuk yetiştirirsem benim için daha büyük bir sorun, eşime de sonsuz güveniyorum. Atanmak için deliren binler var.
0
niye ama
(14.10.18)
dışarda daha mutlu bir hayat yok. benzer zorlukları her sektörde yaşarsınız.

belli başlı şeylere canınız sıkılmış anlaşılan bunların hepsini mesleğe yüklemeyin bir anda. dönemsel sorunlar +1
0
dedim dedim de kime dedim
(14.10.18)
bir kadının ev hanımlığını tercih etmeyi aklına getirmesi bile erkeğe yapılmış bir saygısızlık bence. çalışmak herkes için zor. eşiniz çalışmalı. sizin de mesleği bırakmamanızı tavsiye ederim.
0
srdr
(14.10.18)
Yorumlar bomboş. En iyisini sen bilirsin biz dwgil. Ben de matematik ogretmeniydim ancak bana gore cekilir dert degil. Sevdigim isi yapiyorum su an.
0
imelih
(14.10.18)
Senelerdir eşime bağımlıyım o kadar zor ki; anlatamam. Ona doğum günü hediyesi için hep ablamdan borç alırdım. Anneme hediye almak için ondan para isterdim. Azıcık para kazandım geçenlerde yeminle cennet bu olmali. Tüm yorgunluğum uçtu gitti. Evde de boş durmuyorsun zaten sürekli iş çıkıyor ama hiç göze görünmüyor.
0
for day to break
(14.10.18)
okumuş insan olarak çocuk bakıcılığı yapın.
0
fatih baker
(14.10.18)
Evlendim çocuguuda koydum daha be çalışıcam ki yaaa.....
0
paudi
(14.10.18)
(7)

Ahmet Ümit

levent bilgen
Edebî kimliği, yazarlığı, romanları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Edebî kimliği, yazarlığı, romanları hakkında ne düşünüyorsunuz?
0
levent bilgen
(09.10.18)
Polisiye yazan herkesi sevdiğim gibi onu da seviyorum ama son dönem eserleri hep birbirinin tekrarı, o beni üzüyor. Yani bi Patasana'ya ne bileyim Kavim'e bakıyorum bir de Kırlangıç Çığlığı'na bakıyorum, muazzam farklılıklar var, kitabın 50. sayfasına gelmeden tüm kurguyu çözebiliyorsun, bir önceki kitabın kopyası neredeyse, biraz yazayım da para kazanayım kaygısıyla yapılmış gibi.
0
angelus
(09.10.18)
Kitapları birbirine benzemeye başladı. Ben de severek okurdum, patasana en efsane kitabıydı ama sonu mesela fiyasko. Bir de kitaplarına tarihten geçmişten bir şeyler katması güzel oluyor. Eskiye oranla beğenmesem de okumaya devam ediyorum.
0
eylul
(09.10.18)
kitaplarının tümünü okudum. kötü birine benzemiyor. kitapları da hoş. edebi yönü güzel(bence).
0
lata
(09.10.18)
Hikayelerini okudum. Üç beş sayfada anlatılan polisiye hikayenin pek bir heyecanı olmuyor fakat güzel. Dili kullanımı kötü değil. Çeviri, ne idüğü belirsiz polisiye okuyacağıma kendisini tercih ederim.
0
black holes in the sky
(09.10.18)
Çok iyi başladığını, Ninatta'nın Bileziği'nden sonra ise bir düşüşe geçtiğini düşünüyorum.
0
buf-e kür
(09.10.18)
Polisiye romanları sevdiğim için seviyorum. Ancak pek çok yabancı polisiye roman edebi olarak Ahmet Ümit romanlarından kurgusal açıdan daha güzel. Ben de işin içinde yerel motifleri kullanmasını, biraz tarih, biraz lokasyon bilgisi vermesini seviyorum. Pozitifim yani.
0
SiyamkedisiZorro
(09.10.18)
Son kitabı çok aceleye gelmiş belli.
Ayrıca birde "kadim" kelimesini çok fazla kullanıyor.
Birde kitapların kurguları birbirine benziyor.
Spoiler
vermek gibi olmasın ama mutlaka en yakınlardan çıkacak o katil. Kavimde de böyleydi, İstanbul hatırasında da, son kitabında da ..
0
etna
(09.10.18)
(1)

outlook posta

alwayschargeneverbend
odaklanmış ve diğer sekmelerini neye göre ayırıyor? bir de sizde de gmail'den kat kat daha yavaş bir site mi ?
odaklanmış ve diğer sekmelerini neye göre ayırıyor?

bir de sizde de gmail'den kat kat daha yavaş bir site mi ?
0
alwayschargeneverbend
(07.10.18)
Kurumsal mailleri diğere atıyor bende. Ama bir sefer kişisel bir mail hesabından geleni de diğere attı. Ama kitapyurdundan vs gelerek sürekli odaklanmış klasöre atıyor.
0
black holes in the sky
(07.10.18)
(13)

Bunu okumadan ölme diyeceğiniz kitap

redcat
Bunu okumadan ölme diyeceğiniz kitaplar var mı? İngilizce de olabilir, tavsiyelerinizi bekliyorum. Teşekkürler.
Bunu okumadan ölme diyeceğiniz kitaplar var mı? İngilizce de olabilir, tavsiyelerinizi bekliyorum. Teşekkürler.
0
redcat
(06.10.18)
henüz okumadım ama : Akış-Mutluluk Bilimi Yazar: Mihaly Csikszentmihalyi

www.dr.com.tr
0
probiyotik
(06.10.18)
Albert Camus, Yabancı
0
helena
(06.10.18)
çalıkuşu( r.nuri güntekin) bu benim kişisel favorim aslında, beni çok etkiliyor, her okuyuşumda kitabın içindeymişim gibi hissediyorum.
atatürk'ün de en sevdiği kitaplardan biridir derler.

kırmızı pazartesi.(g.g. marquez) çünkü kitap toplumun(en azından bazılarının) nasıl bir şey olduğunu gerçekçi bir şekilde ortaya koyuyor.

koleksiyoncu. (john fowles) okuduğumda beni çok etkilemişti. aslında aynı olay anlatılıyor ama bakış açıları...

puslu kıtalar atlası (i.oktay anar) görsel şölen, muhteşem bir anlatım (başka bir şey söylemem)
0
gadjodilo
(06.10.18)
Madde 22
Vakıf serisi
Kaplan! Kaplan!
0
kobuzchu kiz
(06.10.18)
yüzyıllık yalnızlık. çok fazla kitap okuyan biri değilim ama okuduklarım arasında beni bu denli etkiliyeni olmadı. daha sonra marquez'in kolera günlerinde aşk'ını ve kırmızı pazartesi'sini okudum. kolera günlerinde aşk'ı okumak çok sıkıcıydı ama bitirdiğimde hikayeden aşırı etkilenmiştim, kırmızı pazartesi de o kadar etkileyici gelmedi ama ana fikri çok güzel gelmişti onun da. yine de yüzyıllık yalnızlık'ın tadı ayrı.
0
semaforo de medianoche
(06.10.18)
Okumadan ölme diyemem tabii, fakat vedat türkali ve orhan pamuk kitaplarını okurken aşırı keyif alıyorum.
0
biravekahve
(06.10.18)
Karamazov kardeşler, Suç ve ceza, Budala, Ölüler evinden anılar - Dostoyevski
Gazap Üzümleri - Steinbeck (yeni bitirdim, harikulade bir tat bıraktı)
Germinal - Emile Zola

Aklıma gelenler bunlar şimdilik.
0
farabi
(06.10.18)
* Kıyamet sonrası istersen Dmitry Glukhovsky' nin Metro Serisi,

*Fantazi istersen Lovecraft' tan Deliliğin Dağlarında ( O kadar kitap okudum da beni içine hapseden ve keşke devamı olsaydı dedirten sadece bu kitap oldu. Yazarın diğer kitapları bunun yanına bile yaklaşamaz gözümde)

*Suç, polisiye istersen Heinrich Böll' den Katharina Blum' un Çiğnenen Onuru

* Bilimkurgu istersen Stanislaw Lem' den Solaris, John Scalzi' den Yaşlı Adamın Savaşı, Hayalet Tugay, Son Koloni üçlemesi

* Distopya istersen George Orwell' dan 1984
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(06.10.18)
Dino Buzzati - Tatar Çölü.
0
ravenclaw
(06.10.18)
Vakıf serisi
Ender oyunları 1. Kitap.
Dune serisi
Sandman serisi
Y son erkek
Hakkaride bir mevsim
0
kablelvuku
(06.10.18)
Martin Eden
Huzur
0
black holes in the sky
(06.10.18)
cengiz aytmatov kitapları
0
wilhelmwasmuss
(06.10.18)
irvin yalom nietzsche ağladığında
0
lata
(06.10.18)
(4)

Kitaplar & Filmler

levent bilgen
1)Kitlelerin üzerinde kitapların mı yoksa filmlerin mi daha fazla etkisi var?2)Hangisi insana daha fazla temas eder ve düşüncelerini etkiler?3)1 yıl boyunca izlediğiniz filmler mi yoksa okuduğunuz kitaplar mı sayıca daha fazla oluyor?4)Her iki türde de üzerinizde en çok etki bırakmış eserlerden hang
1)Kitlelerin üzerinde kitapların mı yoksa filmlerin mi daha fazla etkisi var?

2)Hangisi insana daha fazla temas eder ve düşüncelerini etkiler?

3)1 yıl boyunca izlediğiniz filmler mi yoksa okuduğunuz kitaplar mı sayıca daha fazla oluyor?

4)Her iki türde de üzerinizde en çok etki bırakmış eserlerden hangisi ağır basıyor?

5)Hangisini tercih etmek ve deneyimlemek size daha güzel geliyor?
0
levent bilgen
(26.09.18)
1- filmler
2- kitaplar
3- maalesef filmler
4- Kitaplar / buna kesin bir örnek veremeyeceğim ama dostoyevski eserleri genelde
5- kitap okumak
0
westblack
(26.09.18)
-Günümüzde filmlerin daha fazla etkisi var bence. Görsellik çok işlevsel artık.
-Hiçbir filmden sevdiğim bir kitaptaki kadar etkilenmediğim için kitap.
-Yakındır baya ama film biraz daha fazladır. Bazı dönemlerde kitap okuyasım hiç olmuyor.
-Kitap daha ağır basıyor. Filmlere karşı olan sevgim genelde hayranlık tarzında oluyor. Yani sevdiğim bir film izlerken "ulan helal olsun şahane film yapmışlar" şeklinde sürekli birilerini takdir ediyorum. Kitap ise zaten duygularıma temas etmiş, beni içine almış oluyor.
-İyi bir kitap okumaktan daha çok zevk alırım. Kitabın içinde kaybolup zaman mevhumunu unutmak vs vs.
0
ravenclaw
(26.09.18)
1- Filmler çünkü kitaba göre daha fazla insana ulaşıyorlar.
2- Benim için kitap.
3- Kitap daha fazladır ama çok bir fark yoktur aralarında.
4- Kitap. Eğer okuduğum bir kitap sinemaya uyarlanmışsa ve hem kitabı okuyup hem filmi izlemişsem filmden asla kitap kadar etkilenmiyorum mesela.
5- Kitap.
0
ms brownstone
(26.09.18)
1. Filmler. İnsanlar film izlemeyi daha eğlenceli bir aktivite olarak görüyor.
2. Kitaplar. Bir roman karakteriyle bağ kurmak bir film karakteriyle bağ kurmaktan daha kolay bence.
3. Kitaplar.
4. Kitapların. Sevdiğim filmlerin çoğunun kitabı var zaten ki onları da alıp okurum.
5. Kitap.
0
black holes in the sky
(26.09.18)
(13)

Tiyatroya gitmek pahalı mı

hz emreyiz
Bir baba hamlet 1 ekim ankara. Bilet fiyatları biletixte 60-80 arası değişiyor.Uzun zamandır gitmemiştim eskiden böyle değildi sanki? Kurlar buraya da mı vurdu?
Bir baba hamlet 1 ekim ankara. Bilet fiyatları biletixte 60-80 arası değişiyor.
Uzun zamandır gitmemiştim eskiden böyle değildi sanki? Kurlar buraya da mı vurdu?
0
hz emreyiz
(25.09.18)
kesinlikle pahalı.birde o fiyatların üstüne hizmet bedeli ve pdf basım bedeli gibi saçma bedeller ekliyorlar oluyor sana 100lira 1 bilet.bu konuda çok doluyum
0
toprakbaba
(25.09.18)
Pahali. Sinema 20tl.

Edit: Evet sinema ile kiyaslamak mantiksiz ama tuketici tarafindan bakarak gayet de kiyaslanabilir.
0
stavro
(25.09.18)
Hem pahalı hem bilet bulunmuyor bu isin ekonomisini bizzat yasamis birisinden dinlemek isterdim
Basrol ciddi paralar aliyorsa dizinin ekmegini burada da yerim diyorsa agir konusmak istiyorum
0
dediigimgibi
(25.09.18)
devlet tiyatroları ucuz, diğerleri ise maalesef pahalı ama sinema ile kıyaslamak saçma olur.
0
captainmrg
(25.09.18)
Bu tarz oyunlar ki özellikle bilindik kişiler varsa, Genco Erkal, Erdal Beşikçioğlu, gibi tuzlu oluyor ne yazık ki. Devlet tiyatrolarındaki her oyun da kaliteli olmuyor maalesef. Yine siz değişiklik olsun, güzel vakit geçireyim ve pahalıya gelmesin derseniz devlet tiyatrolarını tercih edin.
0
black holes in the sky
(25.09.18)
Ozel tiyatrolar hep boyleydi. Devlet +1
0
superfluid
(25.09.18)
Tiyatro ne yazık ki niş bir sektör bizde. Niş sektörler hiç ucuz olmaz çünkü kemik alıcısı vardır ve sektör yürüsün diye tüm maliyet onlar üzerine yüklenir. Ne kadar yayılırsa kişi başı maliyet o kadar azalır. Çok rağbet görmediği için de pahalı kalıyor.

Yalnız tiyatro canlı performans sanatı, belirli ölçüde pahalı olmasını normal karşılamak lazım. Bizdeki alım gücünün düşüklüğünü de göz önünde bulundurunca pahalı geliyor ama bu demek değil ki o oyunlar zengin ediyor birilerini.
0
Bruce
(25.09.18)
Devlet tiyatrosu+1
40-50 oyun izlemisimdir devlette. 8-10 liraya 2 saat canlı performans izlemek oyun kötü olsa dahi bence parasının karşılığını misliyle veriyor. İyi oyunlar zaten arşa çıkartır keyiften.
0
karacigerim vur kadehlere
(25.09.18)
Geçen sezon 10 kez devlet/şehir tiyatrolarına gittiysem sadece 1 kez özel tiyatroya gidebildim, onu da arkadaşım ödemişti zaten :)) üstelik öğrenci bileti alıyoruz. Çok pahalı gerçekten.
0
turuncu tonlarda
(26.09.18)
10 dolara tiyatro bileti muhtemelen dünyanın en ucuzu falandır. tiyatro pahalı değil, biz fakiriz.
0
babilbaligi
(26.09.18)
Oyun güzel git yahu pişman olmazsın
0
kedimbitmis
(26.09.18)
www.grupanya.com

pahalı ama fırsatları takip etmekte fayda var.
0
karamell
(27.09.18)
şunu okumanızı tavsiye ederim.

www.birgun.net

salon yoksa salon kirası ve dekor için depo kirası, salon varsa oyun olmadığı günlerde de sezon bittikten sonra da ödenmesi gereken sabit giderler, vergi, oyunun yazarına her gösterim başı telif, dekoru taşıma, depolama, yönetmen, asistanlar, rejide görev alan herkes ve oyuncular arasında bölüşülüyor. özel tiyatroların çoğu devletten ödenek alamadığı için bu maliyetlerin hepsini bilet fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor.
0
patiska
(29.09.18)
(13)

Harry Potter serisinden hoşlanmamak

monogram
Selamlar,Harry Potter roman serisinden hoşlanmayan var mı aranızda? Varsa sebepleri ile paylaşabilir misiniz?Teşekkürler.
Selamlar,

Harry Potter roman serisinden hoşlanmayan var mı aranızda? Varsa sebepleri ile paylaşabilir misiniz?

Teşekkürler.
0
monogram
(25.09.18)
hoşlanmama demeyelim de hiç ilgimi çekmedi.
"lan bu neymiş acaba" diye bir sahnesini dahi izlemedim.
kitaplarının bir yaprağını bile okumadım.

yüzüklerin efendisi çocuğuyuz biz :)
0
teritori
(25.09.18)
Harry Potter karakteri dışında kimseyi bilmem. izlemedim, kitaplarını okumadım. hiç ilgimi çekmedi cidden.
0
teknikekip
(25.09.18)
teritori +1

bana hep çocukça gelmişti hala da öyle gelir. harry potter ve voldemort dışında hiçbir karakterini bilmem.
0
jugador
(25.09.18)
Seriye bayılıyorum. Nedense Yüzüklerin Efendisi'ni çok seven biri Harry Potter'a burun kıvırabiliyor. Yakın bir arkadaşım da pek sevmez Harry Potter'ı. O da Yüzüklerin Efendisi hastası çünkü :(
0
m e b
(25.09.18)
ben de "harry potter" dendiği vakit "yüzüklerin efendisi"nden bahsedilmesini anlayamıyorum hala. sürekli bir lotr serisiyle kıyaslama var. ikisinin birbirinden farklı ve biricik olduklarını ne zaman algılayabileceğiz acaba? neden bir seri, başka bir seriyle kıyaslanmak zorunda? yüzüklerin efendisi ile harry potter'ın ne alakası var?

harry potter'ı neden sevmiyorsun'un cevabı, yüzüklerin efendisi'ni seviyorum olmamalı. edebi dilinden-üslubundan, karakter gelişiminden, kurgusundan bahsedebilirsin anca.
0
nice tnetennba
(25.09.18)
Fantastik, gerçeküstü ve hayata dair bir şeyler söylemeyen hiçbir tür ilgimi çekmiyor.
0
levent bilgen
(25.09.18)
çocukça geliyor. fantastik dünyası da bence yeterince geniş değil.
0
insan opusen hayvandir
(25.09.18)
Aslında "ikisi de birbiriyle alakasız" demek edebi açıdan çok da gerçekçi değil zira "monomyth/ hero's journey" şemasını takip ettikleri için temelde aynı kavramları ele alıyor ikisi de (keza Star Wars da veya Matrix de öyle). Ben de Harry Potter'ı 25-26 yaşından sonra okudum ilk defa, daha önce çok burun kıvırırdım. İnsanın fikri değişebiliyor.

Ama ablam veya en yakın arkadaşımı hiç sarmadı mesela. (LOTR da, Star Wars da, Harry Potter da sarmadı onları yani)

Aradaki fark LOTR'in üst seviye bir entelektüel anlayış gerektiriyormuş gibi, Harry Potter'ın ise basit sihirli mihirli çocuk romanı olduğu şeklinde sunulması yatıyor olabilir diye düşünüyorum.
0
sopiro
(25.09.18)
ben lotr daha çok seviyorum ama harry potter da çok seviyorum. harry potter'ı sevenler genelde 10-20 yaşları arasında kitapları okumuş ya da filmleri izlemiş ve tüm çocukluğu-ergenliği bu seriyle geçmiş insanlar. benim şansıma lotr de o zamanıma denk geldi filmin çıkışıyla beraber, ikisini birlikte çok sever oldum. büyüdükçe lotr evrenine diğer kitaplarla dahil oldum evrenin derinliğini ve altmetinleri hakkında daha çok fikir sahibi oldum; haliyle biraz daha oraya kaydım ama harry potter da tüm çocukluğumu hatırlatıyor bana, o an okurken aldığım zevkin tadı hala damağımda, hala da açıp okurum.

genel kanı açısından ise sopiro +1, lotr sevince fularlı entel harry potter sevince ergen fanboy/fangirl olacağını düşünenler kendini harry potter'dan sıyırmaya çalışıyor.
0
Bruce
(25.09.18)
En sevdiğim tür fantastik kurgu diyebilirim. fantastik kitapları severim, oyunları, filmleri bu türe ait neredeyse her şeyi...

Fakat Harry Potter sevmiyorum. Bana nedense çok çocuksu geliyor. Belki bu seri çocuk olduğum dönemlere denk gelseydi sevebilirdim. içinde özdeşleşebileceğim bir karakter barındırmıyor. o yüzden sevmiyorum sanırım.
0
draconas
(25.09.18)
sırf izlemiş olmak için izledik ama çok da ilgimizi çekmedi açıkçası vakit geçirdik oldu bitti bizim için sorsan hatırlamam sahnelerini bir LOTR değil kesinlikle.
0
basond
(25.09.18)
fantastik filmleri, kitapları ilk anda sevdim sevdim sev(e)mediysem bir daha asla seyredemiyor/okuyamıyorum. sıkılıyorum. harry potter serisi de sıkıldıklarımdan.
0
naksidil
(25.09.18)
Fantastik filmleri bile çok sevmzken ve okunacak o kadar kitap varken sanırım yedi ciltlik bir seriye vakit ayırmayı çok istemedim.
Hem bana hep şöyle gelir, HP'yi insanlar hep küçükken okumuş etmiş, filmlerini izlemiş hatta aynı evrendeki filmleri kazık kadar insanlar hala heyecanla bekliyor içinde hepimizin tanıdığı karakterler olmamasına rağmen.
0
black holes in the sky
(25.09.18)
(17)

Ayda kaç kitap okuyorsunuz yada kaç sayfa ?

tociess
Sb
Sb
0
tociess
(21.09.18)
Sifir. Kitap okumaya karsiyim.
0
stavro
(21.09.18)
ortalama 1.

edit: niye tiklemedin ki? tuhaf
0
cedex
(21.09.18)
Haftada bir veya iki tane okurum normal şartlarda. Tatildeysem daha fazla.
0
sopiro
(21.09.18)
çok gezen bilir olm.
0
Tears of Devil
(21.09.18)
Okumuyorum
0
Drakath
(21.09.18)
Haftada bir okumaya gayret ederim.
0
black holes in the sky
(21.09.18)
her ay aynı performans olmuyor. bazen bir şeye merak salıyorum makine gibi o dönem onunla ilgili şeyler okuyorum. misal latin edebiyatı; llosa, allende, fuentes, galeano... ne varsa okuyayım diye yardırıyorum ayda ortalama 4 kitabı buluyorum 2-3 ay boyunca. sonra ilgim başka şeylere kayıyor o 2-3 ayda toplam 2 kitap anca okuyorum.

ama yıllık okuduğum kitap sayısını 15-18 civarı oluyor. ayda 1,5 ortalama diyebiliriz.
0
godsparticle
(21.09.18)
günde 50-150 sayfa. değişiyor. ortalama uzunlukta desek ayda 3-4 kitap eder.
0
nickimin hakkini veremedim
(21.09.18)
9 ayda 41 olmuş.
0
mavibalık
(21.09.18)
Düzenli bir aralığı yok. Temmuz ve ağustosta 7 kitap bitirdim ondan önce 1 yıl elimi bile sürmemiştim.
0
nrn
(21.09.18)
Ayda minimum 1000 sayfa.
0
rakicandir
(21.09.18)
Bu arada mobildeyim, fazladan bir mesaj daha yazıyorum, kendi cevabımın arkasına iliştiremedim.

* "ya da"
0
godsparticle
(21.09.18)
ortalama haftada 1 kitap bitiriyorum.
0
ganbatte
(21.09.18)
Çok değişken. Günde 10 sayfa okuduğum da oluyor 100 sayfa okuduğumda oluyor. Ortalama ayda 3-4 kitap bitiriyorum.
0
battal gemalmaz
(21.09.18)
zamana gore değişiyor.
ama bir sey okumadigim gun yoktur. hicbir sey okumasam takip ettigim kose yazarlarini okurum.
0
tabudeviren
(21.09.18)
ayda 100-200 sayfa
ama genelde zamanım varsa dil çalışıyorum
0
sttc
(21.09.18)
ayda 0.

internette çok okuyorum. öyle olursa günde ort. 10 sayfa. makale, kültürel yazılar vs.
0
ya ben lan neyse
(21.09.18)
(6)

İngilizce altyazılı dizi sitesi ariyorum

gizemli dede
Merhabalar. Buldugum siteler ya parali oluyor ya da altyazı ile senkronizasyonu berbat oluyor. Güzel bir site var mi bildiginiz.
Merhabalar.

Buldugum siteler ya parali oluyor ya da altyazı ile senkronizasyonu berbat oluyor. Güzel bir site var mi bildiginiz.
0
gizemli dede
(20.09.18)
Şimdilik netflix bir ay ücretsiz alıp iptal edebilirsin
0
monkey
(20.09.18)
Google fmovies.
0
bos gezenin bos ustasi
(20.09.18)
Cok teşekkürler. Fmovies i daha cok tuttum:)
0
🌸gizemli dede
(21.09.18)
Ororo TV de iyi sayılabilecek bir site.
0
tahin pekmez yoğurt
(21.09.18)
Popcorn time, indir izle.
0
cemallamec
(21.09.18)
Baloo
0
black holes in the sky
(21.09.18)
(15)

Hater bir insan mısınız?

nundu
Böyle sebepli/sebepsiz nefret ettiğiniz kişiler ya da ürünler var mı? Ben tam bir hater'ım mesela. Örneğin apple'dan özellikle iphone'lardan nefret ediyorum. Android fanboyluğundan çok direkt apple haterıyım. Onun dışında insan olarak Cristiano Ronaldo'dan ölesiye nefret ediyorum. Messiciyiz ezelden
Böyle sebepli/sebepsiz nefret ettiğiniz kişiler ya da ürünler var mı? Ben tam bir hater'ım mesela. Örneğin apple'dan özellikle iphone'lardan nefret ediyorum. Android fanboyluğundan çok direkt apple haterıyım. Onun dışında insan olarak Cristiano Ronaldo'dan ölesiye nefret ediyorum. Messiciyiz ezelden zaten abim olsa o kadar severdim messiyi o ayrı ama Ronaldo nefretim de çok ayrı bi boyutta. Daha düşünsem kesin çıkar nefret ettiklerim. Sizin var mı belli nefretlikleriniz?
0
nundu
(19.09.18)
Nefret etmekten nefret ediyorum
0
sekerse tehlike
(19.09.18)
Değilim. Nefret ettiğim, kin duyduğum kimse yok. Sevmediğim insanlar var evet.
0
Amaranta ursula
(19.09.18)
aşırı. durduk yere hiç tanımadığım birinden sebepsizce nefret edebilirim.
0
nolmus yani
(19.09.18)
var ya bende de böyle şeyler. mesela normalde apple'a karşı hater olmasa da negatif bir yaklaşımım vardı, ne zaman ki iphone kullanmaya başladım nefrete dönüştü bu durum bende de. onun dışında hayatlarını şekil olarak islami kurallar çerçevesinde yaşayan aşırı zenginlerden nefret ediyorum. zenginlere karşı mesela bir şeyim var, nasıl desem, negatif yaklaşımım ama çok nötr kalıyor bu zengin islamcı kesimin yanında.

edit: acemi deyince aklıma geldi, emlakçılar ya. emlakçı tanıdığı olan varsa da burada umurumda değil amcam da emlakçı. emlakçı diye yazılır oç diye okunur gerçekten.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(19.09.18)
hiçbir insandan ve hiçbir şirketten/markadan nefret etmedim, edeceğimi de zannetmiyorum.
0
Neill
(20.09.18)
Nefret değil ama Torku markasından hoşlanmıyorum. Bana sinsi bir marka gibi geliyor.
0
ovungec zeus
(20.09.18)
Ota boka duyar kasanlar haricinde kimseden nefret etmiyorum.
0
eazy
(20.09.18)
şuan tv.de aşkım kapışmak diye bi şarlatan cahil varoş o.ç var ayrıca gey ama geyden nefret etmem bu şerefsizi hukuk olmasa 30saniye içinde gebertirim tereddütsüz
0
kush
(20.09.18)
Eskiden sadece beni etkileyen olumsuz durum ya da kişilerden nefret ederdim. Ama artık tahammül eşiğim o kadar düştü ki nefret etmediğim şey sayısı daha az. Hepsinin sebebi aslında mevcut ama yine de kabaca liste yapayım:
Motorcular(özellikle egzoz patlatarak geçen, kaldırımdam gidenler), araba sahipleri (bunlar yüzünden olmadık yerde trafik sıkışıyor ve çoğu da yolda çok BENCİL), metalciler, Apple övenler, herhangi bir dizinin ya da yapımın yapımcısı gibi davranarak 7/24 kafa ütüleyen tipler, pop müziği aşağılayanlar, Starbucks (ortamından dahi tiksiniyorum), 32 yaşına gelmiş çocuğunu hala pusetle sağa sola götüren tipler, çocuğuna dur demeyen anneler, bencil insanlar, Ahmet Kural, ölmüş birinin anında takipçisi kesilen tipler (Müslim Gürses dinlemek kıroluk emaresiydi ama adam öldükten sonra herkes aşığı kesildi), Duman (her ne kadar "Ah" şarkısına bayılsam da), HDP (komple), hiçbir şarkısını dinlememe rağmen Ezhel gibi tipler, kendi aptal kafasına bakmadan başkasını aşağılayan geri zekalılar, koskoca Türk tarihini belli bir dönemden başlatan ya da belli bir döneme sabitleyenler, Ed Sheeran, futbol ve holiganları, başkasının beklediğini bilmesine rağmen aşşşşşşşşırı yavaş hareket eden tipler (ATM'de, otobüste, yolda, kaldırımda, kasada vs), yürüyen merdivenin sol tarafında bekleyenler (özellikle sevgililer çok yapıyor bunu), yine herhangi bir şeyi haddinden fazla öven insanlar, işini hakkıyla yapmayan görevliler.


Daha çok var ama bu kadarı da yeter.
0
m e b
(20.09.18)
Eskiden ronaldo haterıydım. Şimdi messi’den daha çok saygı duyuyorum. Büyük bi adam

Android haterıyım. Ayar oluyorum. Yıvranç bi işletim sistemi bence.
0
Delay Fuze
(20.09.18)
Acun Ilicali'yi sevmiyorum. Nefret de degil de, tiksinti ve kinama karisimi bir duygu daha cok. Bir de cogumuzun nefret ettigini dusundugum bir kisiden nefret ediyorum. Marka ile ilgili bir nefretim yok ama agresif stratejileri oldugunu ve haddinden fazla buyudugunu dusundugum firmalari pek desteklememeye calisiyiorum oldugu kadar.
0
aychovsky
(20.09.18)
Evet.
Su aralar cocuk dizi oyuncularindan nefret ediyorum.
0
durgunfoton
(20.09.18)
Nicolas Cage, Nusret ve Ronaldo.

Diger bircok seyi ve insanı asagılık buluyorum, ama nefret gibi yüksek bir duyguyla enerjimi tüketmemeye calısıyorum. Bu üclü icin helal olsun enerjim.
0
buf-e kür
(20.09.18)
bir şeyleri sevmiyorsam bir nedenden ötürü. eleştiriyorsam eleştirim o nedeni içeriyor.
seviyorsam bir nedenden ötürü.

bu hater sıfatını zaten kabul etmiyorum. en çok şikayet ve eleştiri karşısında gördüğüm bu etiketlemeci tavrı. umursamamayı yücelten kültür zaten benim kültürüm değil. bana haters gonna hate diyecek adam bununla ilgili "free speech" edebiyatı yaparken kendisi benim de o hakkı kullandığımı unutup sevdiği şeyi sevmediğim için düşüncelerimi herhangi bir "X-geçersiz" şekilde yaftalayacak kadar "entitled" hissettiğinde bana öğretebileceği hiçbir şey, verebileceği hiçbir güzel özellik kalmamıştır zaten.

youtube birbiriyle konuşur gibi yapıp kendiyle konuşan insanlarla dolu. katılmak katılmamak bazlı, oradan öteye gidemeyen, tartışmayı, fikir alıp vermeyi şeytanlaştırmış,fikir alıp vermemeyi, sadece onay aramayı ise yeni bir tür özgürlük algısı haline getirmiş bir "medeniyet" tipi var. youtube küçük bir örnek; dizisinden, popüler müziğine, filmine, bazen gazete yazısı ve yorumlarından, romanlara kadar insanın etrafını içine battığı bir deniz gibi sardığından artık normal algılanagelmiş yoz bir yabancılaştırma, benmerkezcileştirme, yanlış bireyselleştirme, anında tatmine alıştırma, umursamamanın yeni "cool" olduğunu kafaya kazıma bazlı bir kültür. ettirgen çatı kullandım çünkü bu tepeden inen programlarla hükümetlerce gerçekleştirilen bir şey. ayn rand'inden(rand corporation'a adını veren ve atlas shrugged'ı yazan kaltak) thatcher'ına...

iphone'u sevmiyorum. ama steve jobs'dan nefret ediyorum. birkaç sebebi var.
bu burada verilen örnek idi.

ama ben asıl sebepsizce bir şey yapabilen ya da öyle sanan insanları sevmiyorum.
onlar sayesinde yaptıkları her iğrenç şeyin kendilerine hizmet ettiği-bunun tek sebepleri olduğu- insanlar sömürü bazlı sistemler kuruyor. fMRI'a bağlasan kaçı sempatisizliklerini tam serpilmiş psikopatlığa değin kasmış, flekslemiş belli değil.
buradan anlaşılacağı üzere, isediği kadar high functioning olsun, psikopatlardan nefret ediyorum. kendi eliyle adam öldürmeyip sürdürülebilir savaşlar dizayn eden bir huntington mesela.

güce tapan ve her şeye rağmen buna devam eden insandan tam manasıyla nefret ediyorum. tarafını tutup kendini özdeşleştirince o kişi olduğunu sanan insan. kompleksle karışık hayranlık.

güzel bir dünyada yaşamıyoruz. nefretin varlığını geçerli kılan, hatta sağlıklı kılan çok fazla durum var. çok fazla insan.

benim türüm ile onların türü arasında çok açık bir savaş var. bu adam sıradan biri olabilir. zavalı bir köpeğin içinden bir gün şiş geçirdiğinde ben onun seviyesine düşerim çünkü onun türünün genlerine "öç almayacaklar, bodos dal" değil "bunun cezası var" bilgisini kazımak gerektiğine inanıyorum. onu şişlemeye kalkmam tabii ama hapse atılması için uğraşabilirim ve atıldığında onu biri şişlerse içim bir kere olsun cız etmez.

ama seviye düşürmeye sonuna kadar inanıyorum. nefretin belli ölçüde gerektiğine de. değişim başka türlü mümkün değil. ellerinde silahlar olan maymunlarız biz. acayip tehlikeli oyuncaklarla dünyanın anasını ağlatıyoruz sürekli. yakıyoruz, kırıyoruz. hayvan olduğumuzu teslim edelim artık, kaldıramadığımız kadar ilerledik her şeyde.
0
godoşu beklerken
(20.09.18)
sırf muhalif olmak için konuyu her yerde siyasete taşıyan insanları sevmiyorum.
0
black holes in the sky
(20.09.18)
(5)

Engelliler İçin Proje

Efiloğlu
Merhaba, Engelliler ile daha fazla iletişim kurmak, onlar için bir şeyler yapmayı düşünüyoruz. Orta ölçekli (15-25 kişi arası) bir grubuz. Ne tip projeler olabilir? Her türlü fikire açığız.
Merhaba,

Engelliler ile daha fazla iletişim kurmak, onlar için bir şeyler yapmayı düşünüyoruz. Orta ölçekli (15-25 kişi arası) bir grubuz. Ne tip projeler olabilir? Her türlü fikire açığız.
0
Efiloğlu
(19.09.18)
Benim en cok destek verebilecegim, belediyenin kaldirimlara park eden araclarin kaldirilmasi konusunda yardim etmesini saglamak olur. Elimde valiz olunca yurumekte inanilmaz zorlaniyorum, bu durumda aklima yurumede zorlanan yaslilar, engelliler vb geliyor.
0
Traveller
(19.09.18)
Görme engelliler için yapilan sari çizgili yollara araçların park etmesi beni en çok sinir eden şey. Her gördüğümde varsa yanimda kagit ya arabaya not yaziyorum ya da trafiğe şikayet ediyorum. Bunların takibi ve cezalandirilmasi noktasında bir sistem oluşturabilirsiniz belki.
0
Amaranta ursula
(19.09.18)
şehrinizdeki engelsiz yaşam merkezlerine bir göz atabilirsiniz. üye olma şansınız varsa eğer orada etkinliklere katılıp kendiniz de düzenleyebilirsiniz.
0
black holes in the sky
(19.09.18)
Kaldırımları ve sarı şeriti ihlal eden öküzlere değinmişler zaten.

Toplu taşıma araçlarında her türlü görsel/işitsel duyuruların varlığı ya da tam işlevsel olması açısından belediyelere gidilebilir. Diğer şehirleri bilmiyorum ama mesela İstanbul'da metrolarda böyle bir sıkıntı yokken hala otobüslerde aksaklıklar çıkabiliyor. Bir otobüse ilk kez binenler dahi gideceği yere şaşırmadan zor giderken engelliler için durum çok daha zordur.
0
m e b
(19.09.18)
metrolardaki asansörler engellilere dağıtılan özel kimlik/aygıt herneyse ile aktive edilebilsin mesela.

böylelikle bazı ayıcıklar fit vücuda sahip olur engelli kardeşlerimiz de asansör sırası beklemez.
0
binder dandet
(19.09.18)
(12)

Apartman otoparkında yabancı araç park edilmesi

selam
Eskiden çıkmaz sokak olan ve yine eskiden sessiz sakin bir yer olan mahalle çeşitli kamu kurumlarının, bankaların vs. gelmesi ile kalabalık bir yer haline geldi, bu kalabalıkda araçlarını park edecek yer bulamayan yurdum kurnazları bizim apartmanın otoparkına (kapısı var ama çalışmıyor) araçlarını p
Eskiden çıkmaz sokak olan ve yine eskiden sessiz sakin bir yer olan mahalle çeşitli kamu kurumlarının, bankaların vs. gelmesi ile kalabalık bir yer haline geldi, bu kalabalıkda araçlarını park edecek yer bulamayan yurdum kurnazları bizim apartmanın otoparkına (kapısı var ama çalışmıyor) araçlarını park edip gidiyor. Bu durumda apartman sakinleri olarak haklarımız nedir? neler yapabiliriz? çektirebiliyormuyuz? trafik yada emniyet bu işle ilgilenmeyecektir diye düşünüyorum ama yinede sorayım dedim.
0
selam
(18.09.18)
kapıyı yaptırsanız?
0
superb
(18.09.18)
Site yönetimine gidip otomatik kart sistemine geçilmesini rica edin.
0
black holes in the sky
(18.09.18)
Silecek kaldırarak uyarı atışı yapabilirsiniz.
0
herhaltibiliyoring
(18.09.18)
hocam burası türkiye, birini çektirsen 5 dakika sonra boş gören başka biri çeker aracını. günün 24 saati nöbet beklemen lazım.

çözüm önerilerim;

1) kapıyı yaptırın.
2) hangi yerler boşsa oralara kazık dikin ve kilitli olsun zincirle falan.
3) otoparkın girişine tuzak koyun. sadece kullananların açtığı bi anahtarla falan açılsın.

bunun dışında ne yaparsan yap çekerler oraya o arabayı.
0
rahat ya
(18.09.18)
kapıyı yaptırayım buna tamamım ama hiç mi hukuki hakkım yok benim? yani ha adamın biri gelip salonumda yatmış ya gelip arabasını park etmiş ne fark eder ki?

amacım sadece birilerinin bir şey yapmasını engellemek değil, aynı zamanda yaptığı eylemi tekrarlamamasını sağlamak, aracının çekilmesi cebinden çıkacak 200/300 liranın kişiye ders olmasını sağlamak falan.

aklıma gelen bir başka şeyde ücretli otopark yazmak girişe, en azından apartmana para gelir.

hoş hakkını arasan nereden nasıl arayacaksın o da var.
0
🌸selam
(18.09.18)
2 dübelle yere çakılan bir parça, ona geçmeli bir demir boru ve asma kilitten müteşekkil engeller var. herkesin park yeri belli oluyor, herkesin anahtarı kendisinde oluyor. çok pahalı bir sistem değil, etkili de. tüm apartman sakinlerine park yerlerini dağıtın, ekstra alan varsa da koysun millet ne olur sanki. kullanınca bitiyo mu da.
0
icim urperiyor
(18.09.18)
Kimse hukuksal yaptirimlardan bahsetmemis. Demek ki yok :)
0
the kene
(19.09.18)
yaptırım falan yok kardeş. çektir gitsin.
0
theseachange
(19.09.18)
Memlekette çekici terörü denen bir şey var, bölgenize bakan çekicinin bağlı olduğu vakıf otoparkına ulaşın. Seve seve çekerler, ama çekmeden önce kayıt olması için 155 ya da belediyeyi arayıp başvurmanızı isterler herhalde.

Kapıyı yaptırmadan çözüm bulamazsınız, her gün bir araba çektirseniz de yerine yenisi gelir.
0
John Bloor
(19.09.18)
Polisi arayıp bu aracı çekin desen polis neye dayanarak çekecek?
Belki o araç apartmana yeni taşınan birinin aracı?
Hatalı park gibi bir durum yoksa polis müdahil olmaz bence.
0
cakabo
(19.09.18)
herkesin görebileceği bir yere "burası umuma açık bir otopark değildir. apartman sakinleri dışında otoparka park edecek uyanıkların araçları itina ile çizilecektir" diye rahatça okunabilecek bir yazı asın. çizmeseniz bile araçlarına zarar gelme korkusu araç sahiplerine yeter. böylelikle hepsini olmasa da büyük çoğunluğun ayağını kesersiniz.
0
yemrem
(19.09.18)
ben de kamu kurumlarının araçlarını park edebileceği bir lokasyonda oturuyorum. şöyle bir önlem aldım.

2.5 metre arayla şu aparattan iki tane koyarak kendi aracım için bir alan yarattım.
www.google.com.tr

ortasına da şu kilitten koydurdum.

www.google.com.tr

bunu kilityorsunuz o alana hiçbir araç giremiyor. 200 lira civarına yaptırabilirsiniz.

www.google.com.tr

www.google.com.tr

www.google.com.tr
0
aslan burcu kadini
(19.09.18)
(14)

Hiç intiharı düşündünüz mü?

Hendrix'e tapan adam
düşündünüz ve hala buradaysanız sizi o noktaya getiren şey neydi
düşündünüz ve hala buradaysanız sizi o noktaya getiren şey neydi
0
Hendrix'e tapan adam
(18.09.18)
Hayır
0
naksidil
(18.09.18)
Ben bi kere buraya bir duyuru açmıştım. Başlık da "artık yapamıyorum" idi. Intihar düşüncesi ile değil iç dökme olarak açmıştım. Bir saat içinde o kadar çok mesaj attınız ki intihar ediyorum sanıp. Çok tatlısınız lan.

Bu da böyle bi anımdı.
0
kablelvuku
(18.09.18)
Düşündüm, sonra mücadele etmeye ve kendimi kabullenmeye karar verdim.
0
tahin pekmez yoğurt
(18.09.18)
evet ama nedenini böyle bir yerde söylemek istemiyorum, benim için çok ağır bir şeydi.
0
damla sakızlı dondurma
(18.09.18)
Arada bi düşünüyorum. Benimki biraz felsefi. Mutlu olduğumda da düşünürüm bazen. Gitgide yaşlanıyorum. 60-70 yaşıma geldiğimde ne halde olucam acaba diye düşünüyorum. O kadar yaşamaya değer mi? Bir anlamı var mı? Ben burada ne yapıyorum? Öyle de ölücem böyle de... Vs vs.

İntiharımı kaldıramayacak insanlar olduğundan etmemişimdir belki de. Öyle biri kalmazsa belki ileride ciddi düşünürüz intiharla.

Şimdilik koşmaya devam. :)
0
Delay Fuze
(18.09.18)
hiç düşünmedim.
0
blatta hiberna
(18.09.18)
Olmuştur herhalde ergenlik saçmalıkları zamanında ama bir süre önce babamı bu şekilde kaybettiğimden "intihar" konusunu hala zaman zaman düşünürüm. Ölsem keşke, gibi değil de, bu nedir, nasıl olur, niye istenir, vs. anlamaya çalışıyorum bir kabullenişle. Ama kendimi öldürmek gibi bir niyetim olmadığı gibi, bunu bir geyik meselesi haline getirenden de tiksinirim. ("x yaparsanız/yapmazsanız öldürürüm kendimi" gibi yapmayacağını bile bile tehdit unsuru olarak kullananları kastediyorum.)
0
sopiro
(18.09.18)
düşündüm ve hatta girişimde de bulundum. o zamanlar sevgilimin terk etmesi yüzünden bunalıma girdiğimi düşünüyordum ama şu an daha ziyade her şeyin üst üste gelmesi, en tehlikeli yaşlarda tamamen yalnız kalmammış diye düşünüyorum. çünkü o zamandan sonra çok daha fazla sevdiğim bir sevgilim terk etti, çok üzüldüm falan ama intihar etmek aklımın ucundan bile geçmedi.

18 yaşındaydım, üniversiteye yeni başlamıştım. önceki bir yıl içerisinde ailede büyük sorunlar yaşandı, son bir yılı teyzemin yanında okudum. bu süreçte sınıftan birkaç arkadaşım dışında görüştüğüm, sevdiğim vs. kimse yoktu. sevgilimle ilişkim de uzak mesafe ilişkisiydi zaten.

sonra üniversiteye başladım, terk edildim. yurttan nefret ediyordum, okulu ve şehri hiç sevmemiştim, sevgilime çok bağlanmıştım vs. onunla ve üniversite macerasıyla birlikte çok sert bir şekilde uyanmıştım bir nevi: lisede hayalini kurduğum güzel gelecek diye bir şey yoktu. hayallerim paramparça olmuştu, büyük ölçüde yalnızdım, hiçbir şey istemiyordum.

hal böyle olunca hepten içime kapandım ve zamanla çok ağırlaştı durum. en sonunda intihar etmeye kalktım, bir sene tedavi gördüm, 2-3 sene sallandım vs. sonra toparladım. ultra depresyon ve intihar girişimi kısmı 8 ay, "iyileşmeye çalışıyor ama paralize" durumu 1 yıl, "intiharı düşünmüyor ama hala sığır gibi yaşıyor" kısmı 2 yıl sürdü. 18-22 arası yıkıldım.

şu an 24'üm sekste güçlüyüm. kamyon gibi, tank gibi geri döndüm. yaşamayı hiç olmadığı kadar seviyorum, büyük konuşmak gibi olmasın ama intihar edeceğimi asla düşünmüyorum. çok gaza geldim şarkı paylaşayacağım,

www.youtube.com
0
der meister
(18.09.18)
Dini inancımdan dolayı çok düşünmedim intiharı.
Ama bu konu aklıma takıldığımda, İsmet Özel'in şu sözleri geliyor aklıma, 40 yaşıma kadar hep intiharı düşündüm, ama 40 yaşımdan itibaren insanların intihar etmeye değmeyeceklerini düşünmeye başladım. Bana göre intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. Bu mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını düşününce de intihar etmiyorsun."
Yeterli olmuştur bence.
0
black holes in the sky
(18.09.18)
evet. sonra yavaş yavaş ölmek daha zevkli geldi.
0
binder dandet
(18.09.18)
"Kendimi öldüreyim, kurtulayım" olarak bireysel anlamda düşünmedim ama bir iki farklı olay sonrasında o ruh halinin nasıl bir şey olduğunu düşündüm.

Birisi bir tanıdıktı, borçlarından dolayı intihar etti ki borçları da öyle atla deve değil, 50-60 bin lira bir paraydı. Sanıyorum uzun yıllar aynı döngülerin ve ticari başarısızlıkların da getirdiği bir yorgunluk vardı.

Bir diğeri ekşi sözlük'te de gündem olan Mehmet isimli kişiydi, videosunu izlediğimi hatırlıyorum, o ruh hali gerçekten korkutmuştu.

Diğeri ise haberini okuduğum yaşlı bir çiftti, kaldıkları otele bir mektup bırakıp çift olarak intihar etmişler. Sebep daha fazla elden ayaktan düşmek, sefalete düşmek istememeleriydi diye hatırlıyorum.

Vücudundaki tüm hücreleri yaşama odaklı bir canlının kendi hayatını sonlandırma fikrini alması çok üzücü. Yukardaki durumlardan ilkinde insan ister istemez bir tarafta o parayı can sıkıntısından gözünü kırpmadan harcayabilen insanları düşünüp sinir oluyor. İkinci durum ise gerçekten ürkütücü; ortada bir hastalık ya da maddi güçlük yokken, birçok insanın imreneceği bir hayat yaşayan bir insanın karanlığa saplanması, bunalıma girmesi ve bir türlü o kısır döngüden çıkamayıp kendi hayatını sonlandırma fikri çok korkutucu. İlk durum için "Ben yapmam yaa" diyebiliyorum ama bunun için o kadar emin olamıyorum, zira hepimizin hayatında amiyane tabirle boktan zamanlar oluyor, o boktan zamanların bitmediği, daha da kötüleştiği, her şeyin soluklaştığı bir senaryoda ayakta kalabilmek, pozitif olabilmek ve devam edebilmek çok güçleşebilir. Son olay ise ilk ikisinden çok farklı, çok daha kaçınılmaz bir gerçek. Etrafımızda sevdiğimiz insanlar da olsa yaşlanıyoruz, hayat gittikçe zorlaşıyor; işin kötüsü kendimizi bir şekilde idare ediyoruz ama hayat arkadaşımız da gözlerimizin önünde adım adım kaçınılmaza yaklaşıyor. "Ben olmazsam ne yapar" diye düşünmemek de, "O olmazsa ben ne yaparım" diye düşünmemek de mümkün değil ama bunları oturup, karşılıklı konuşup "E ikimiz de olmayalım o zaman" diye karar vermek ve bunu uygulayabilmek çok ilginç ve yine bir o kadar ürkütücü bir durum.
0
salihdt
(18.09.18)
Planlı mlanlı düşünmedim hiç, niyetim de olmadı ama dışarıdan bir güçle ölmenin cazip geldiği, “Şu an tır çarpsa da kurtulsam”, “Şuracıkta küt diye ölsem hayat ne güzel olur, çekmem şu an çekmek zorunda kaldığım şeyi”, “Gelecek güzel günlere tüküreyim” dediğim çok oldu. Çözülmeyen sorunların birikimli yorgunluğu, bıkkınlığı, kendimle ilgili hayal kırıklıklarımın olması nedeniyle öyle düşünüyorum; yine düşünebilirim. Ölümden korkuyorum ama isteyerek çıkamayacağım, zemini olmayan bir balkon kapısı gibi o seçeneğin orada olması rahatlatıyor beni. “En kötü ölürüm, ne olacak ki” deyince sorunlar o kadar büyük görünmüyor niyeyse ve çok fena rahatlıyorum, tır çarpma isteği de geçiyor, ironik bir şekilde hayat daha çekici görnüyor. Ölmek çekici gelmiyor, ürkütücü geliyor ama ölmenin varlığı ve arada aklıma getirmek hayatı daha değerli yapıyor.

Bir kere uçakta o kadar çok korkmuştum ki, “Ne olur öleyim, ne olur öldür beni ve bunu çekmeyeyim” diye hıçkırıklarla ağlayarak abime yalvarmıştım. O an elimde kesici, delici bir şey olsa kendime rahat zarar verirdim. Türbülansa girmiştik. :) Sonra zaten utancımdan herkes bavulunu alana kdar tuvalette saklandım, herkesten sonra ortaya çıkıp bavulumu aldım.
0
aychovsky
(18.09.18)
14 yaşından beri düşünüyorum
0
Drakath
(18.09.18)
Düşündüm ve uygulamaya da geçtim. O gün için hep "keşke" dedim, "iyi ki" diyeceğim günü bekliyorum ve bu sebeple yaşıyorum sanırım.
0
farabi
(18.09.18)
(2)

İnstabram’da Geçmiş Gönderileri Sınırlamak

zifir nikotin karbon
İnstagramda geçmiş gönderilerimi sınırlamak istiyorum, mümkün mü?
İnstagramda geçmiş gönderilerimi sınırlamak istiyorum, mümkün mü?
0
zifir nikotin karbon
(15.09.18)
Arşive atabilirsiniz başkalarının görmesini istemiyorsanız.
0
black holes in the sky
(16.09.18)
Hesabi silin. Sonra yeniden acin.

Ne kadar zaman istiyor bilmiyorum ama ben kapattıktan sonra kendi kullanıcı adimi tekrar alabilmistim.
0
nickini vermek istemeyen uye
(16.09.18)
(13)

en sevdiği kitaplar şunlar olan birine:

adivar
kafka - davalondon - martin edendumas- monte kristo kontu dostoyevski - suç ve cezahesse-bozkırkurduhamsun-açlıkproust-kayıp zamanın izindeorwell-1984camus-yabancıyabancı edebi eserlerden ne önerirsiniz?
kafka - dava
london - martin eden
dumas- monte kristo kontu
dostoyevski - suç ve ceza
hesse-bozkırkurdu
hamsun-açlık
proust-kayıp zamanın izinde
orwell-1984
camus-yabancı

yabancı edebi eserlerden ne önerirsiniz?
0
adivar
(15.09.18)
En sevdiği kitaplar aslında birbirinden tamamen alakasız/ayrı kitaplar olduğu için çok da önemli değil. O yüzden - bana göre- güzel bir kitap önermem yeterli diye düşünüyorum: sophie’s World – Jostein Gaarder
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(15.09.18)
heritage
(15.09.18)
birbiriyle alakasiz dunya klasikleri.
tolstoy'dan önerin bari. savaş ve barış olabilir.
veya victor hugo - bir idam mahkumunun son günü

edit: buna niye tik koymadın yav? bunları ben yazmadım :D
0
tabudeviren
(15.09.18)
dorian gray'in portresi
0
yağlekesi
(15.09.18)
çavdar tarlasında çocuklar - j. d. salinger
0
red toy
(15.09.18)
hesse-demian
gaarder-portakal kız
rousseau-yalnız gezerin düşleri
rand-hayatın kaynağı
salinger-franny ve zooey
lee-bülbülü öldürmek
celine-gecenin sonuna yolculuk
kundera-var olmanın dayanılmaz hafifliği
greer-max tivoli'nin itirafları
0
puc
(15.09.18)
Gecenin Sonuna Yolculuk - Louis Ferdinand Célin
0
red toy
(15.09.18)
herman hesse - siddharta veya hesse’nin herhangi bir kitabi
0
cedex
(15.09.18)
Katip Bartebly +1
Kağıt ev
Sineklerin Tanrısı
Zincire Vurulmuş Prometheus
Onca yoksulluk varken
Drina Köprüsü
0
Amaranta ursula
(15.09.18)
Bu kitaplarin 7si benim de en sevdiğim kitaplardan.

Ek olarak önerebilecegim;
Çanlar kimin için çalıyor ?
Nietzsche ağladiginda
Gazap üzümleri
Yeraltından notlar
0
damla sakızlı dondurma
(15.09.18)
How to read a book - Mortimer Adler
0
idonthaveatvset
(15.09.18)
conrad - karanlığın kalbi
0
black holes in the sky
(15.09.18)
céline - gecenin sonuna yolculuk +1

ek olarak:
andré gide - kalpazanlar (kesinlikle beğenecektir diye düşünüyorum)
georges perec - W
paul nizan - fesat
0
theseachange
(15.09.18)
(1)

Bir sözü söyleyen kişiden emin olmak

owaki
İnternette alıntılamak suretiyle birine atfedilen sözlerin doğruluğunu nasıl araştırabilirim?https://eksisozluk.com/entry/81293742Bu entry ile karşılaşınca aklıma geldi, iyi demiş yauv dedim içimden ama google'layınca sağlam bir kaynak çıkmadı.Bunun gibi durumlarda ne yapılmalı
İnternette alıntılamak suretiyle birine atfedilen sözlerin doğruluğunu nasıl araştırabilirim?

eksisozluk.com

Bu entry ile karşılaşınca aklıma geldi, iyi demiş yauv dedim içimden ama google'layınca sağlam bir kaynak çıkmadı.
Bunun gibi durumlarda ne yapılmalı
0
owaki
(15.09.18)
Hocam çok fazla böyle örnek var. Biri herhangi bir şairin imzasıyla bir tweet atıyor o tweet patlayınca herkes o kişiye ait zannediyor sonra. Geçen bir edebiyat sitesi Can Yücel'e ait olmayan şiirleri tek tek paylaşmıştı mesela. Oğuz Atay'a ait olmayan birçok cümle ona aitmiş gibi paylaşılıyor özellikle Olric'li olanlar. Google'a yazıp bakmak en basiti sanırım. Kitap alıntı sitelerinde vs varsa ve birkaç kez kitap ismi ve sayfa numarasıyla doğrudur diye düşünürüm ben. Ya da makalede vs kullanılmışsa.
0
black holes in the sky
(15.09.18)
(9)

Ve yaz bitti

ms brownstone
Bugün sonunda üşüyüp çok ince de olsa bir hırka giyince koca bir yazın daha bitip gitmesi çok tuhaf geldi bana. Normalde yaz mevsimini hiç sevmem ama bir yaz daha istediğim gibi tatil yapamadığımdan herhalde bitişi biraz ani oldu benim için. Herkes doyabildi mi peki tatile? Nerelere gittiniz, neler
Bugün sonunda üşüyüp çok ince de olsa bir hırka giyince koca bir yazın daha bitip gitmesi çok tuhaf geldi bana. Normalde yaz mevsimini hiç sevmem ama bir yaz daha istediğim gibi tatil yapamadığımdan herhalde bitişi biraz ani oldu benim için.

Herkes doyabildi mi peki tatile? Nerelere gittiniz, neler yaptınız bu yaz? Sizlere neler hissettiriyor biten yaz mevsimi?
0
ms brownstone
(14.09.18)
başlığı okuyunca aklıma şu şarkı geldi, dinleyiniz.

www.youtube.com
0
tabirimekruh
(14.09.18)
Ah bir bitse keşke. Hala bitemedi. İki yağmur yağdı bugün ama hava hala sıcak. Gördüm gerçi bugün hırka giyen 1-2 kişi. Şaşıyorum gerçekten.

Geçen sene hiç kış olmadı neredeyse. +1 Bu sene umuyorum ki hatırlatacak kendini.
0
windowsguvenlikduvari
(14.09.18)
Bahar ayları gezip tozmaya daha uygun bence. Yazın işimi bitirip eve dönme derdindeyim hep. Aksamlarının tadı tabii ki daha farklı oluyor ama bahar ayları tercihimdir.
0
black holes in the sky
(14.09.18)
dün okula giderken kapşonlu falan giydim ben de ama bugün sıcaktı(izmir) gerçi geceleri ve sabaha karşı baya soğuk iki üç gündür.

Ben yazı seviyorum ya. Çok terleyen biri olsam ve beni rahatsız etse de kışın üşümek, kat kat giyinip rahatsız olmak ve öyle de terlemek falan çok rahatsız ediyor beni. Yazın en azından şort tişört giyiyosun terlesen bile.

Tatil açısından 20 gün avrupa gezisi yaptım, dünya kupası izledim, boş boş yattım derken zaten 3 eylülde okul açıldı. Avrupa gezisi kurtardı bu yazı baya iyiydi o
0
nundu
(14.09.18)
ben çok mutluyum yaz bittiği için. ligler başladı, okullar açılıyor, millet işine gücüne dönüyor...

yazın fakir olduğum için hiçbir şey yapmadım, iş geldikçe çalıştım sadece. insanlar tabii ki eğlensin, dinlensin ona lafım yok; "ben yapamıyorsam başkası da yapamasın" diyen birisi değilim ama 40 derece sıcağın altında öyle işsiz güçsüz mal mal yatmaktan ve konuşmak, görüşmek isteyebileceğim herkesin bir yerlerde eğleniyor olmasından sıkılmıştım ben.

yaz mevsimi kendine has güzelliklere sahip, kabul. gelgelelim ben diğer üç mevsimi daha çok seviyorum, özellikle sonbahar ve kışı. iş-güç temposu yorucu ve can sıkıcı olabiliyor ama bence asıl hayat sonbahar ve kış aylarında yaşanıyor. yeni dönemler, yeni sezonlar başlıyor hayatlarımızda. işlere, okullara dönüyoruz. alıştığımız düzene, çevreye, arkadaşlara... yeniden toplumun işler parçaları haline geliyoruz. evet dünyayı kurtarmıyoruz, önemsiz insanlarız belki ama olsun. ben pazartesi sabahı uyanıp bir şey için bir yere gitmek zorunda olmayı, kendimi "faydalı" hissedebilmeyi seviyorum.

bu açıdan çok mutluyum vıcık vıcık sıcaklığıyla insanı bunaltan yaz gittiği için. o buradayken onu da seviyordum ama yeter yau gitsin artık. okula gidelim, sınavlarımıza çalışalım, kendimize bir şeyler katalım vs... benim için hayat bu şekilde daha güzel.

***

şimdi "ulan sen köle ruhluysan, boş kaldığında kendini işe yaramaz hissediyorsan yazın suçu ne? sen salaksın!" diyebilirsiniz. haksız sayılmazsınız. hem fakir hem tembelim. yazın yapacak bir şey bulamıyorum. eğer cebimde yazı geçirebilecek param varsa gidip 40 derece havada garsonlukla falan uğraşmak da istemiyorum açıkçası. bölümümü seviyorum, haliyle okula gitmek veya alanımla uğraşmak bana keyif veriyor, "okul açılmasın" diyenlerden değilim; aksine, tatiller bana fazla geliyor çünkü tatillerde bir şey yapmıyorum. tatil hak edecek kadar yorulmuyorum, tatil hak etsem bile hakkıyla tatil yapacak durumda değilim zaten.

o yüzden hoşgeldin sonbahar, hoşgeldin kış öncesi. sonra da hoşgeldin kış. TİLİLİLİLİ.
0
der meister
(14.09.18)
Bir an önce bitsin de tekrar bahar gelsin.
0
turkuaz
(14.09.18)
2 ay boyunca 100 metre çaptan çıkmadım desem yeridir. 36 derece odada sıcaktan uyuyamadım.

şimdi süper. serin en azından.
0
ya ben lan neyse
(14.09.18)
yaz biterken sanki sevgilim beni terk etmiş gibi oluyorum.

www.youtube.com

bir bulut saklıyor..
0
fosforlu cevriye
(14.09.18)
ooo tam benlik duyuru olmuş..
önce yaz okulu vardı beleşten not ort. yükselttim.
sonra tatil 1 hafta antalya.
bayram geldi kuzenlerle takıldım her gece yakındaki barlara falan gittik. yarın kuzenleri yolcu edicem kış boyu anılarımızı düşünüp iç çekerim.. bi de her gece apayrı aşk kadın ruhundan anlamıyor albümlerini dinledim.. yani bu yaz çok güzeldi.
0
lata
(14.09.18)
(7)

Bi baltaya sap olamama korkusu

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Alman Dili ve Edebiyatı okumak gibi bir hata yaptım. Bunu 2 yıl önce mezun olduğumda anladım. Neyse bu bölümü okumam gereken yerde, DTCF' de okudum. Son yıl Erasmus' a gitmek gibi bir şansım oldu ama okul uzar diye aptallık edip gitmedim. Şimdi çok pişmanım ama çok geç artık.Mezun
Merhaba arkadaşlar,

Alman Dili ve Edebiyatı okumak gibi bir hata yaptım. Bunu 2 yıl önce mezun olduğumda anladım. Neyse bu bölümü okumam gereken yerde, DTCF' de okudum. Son yıl Erasmus' a gitmek gibi bir şansım oldu ama okul uzar diye aptallık edip gitmedim. Şimdi çok pişmanım ama çok geç artık.

Mezun olduğumdan bu yana 2 ayrı yerde toplam 6 ay çalıştım. Sanırım yanlış bölüm seçmenin sonucu burada görülüyor. Son işimden 3 ay önce çıkarıldım ve o zamandan bu yana bir firma bile görüşmeye çağırmadı. Önceden 2 günde bir görüşmeye çağırırlardı. Yaş oldu 27, daha evlilik falan var. Aslında aklımda hiç evlilik falan yok. Loser olduğumu kabullendim. Bizimkiler de sanki evde keyfimden yatıyormuşum gibi davranıyor. Özellikle annem her fırsatta laf çarpıtıyor, o kadar ki 7 yaşındaki yeğenimi kıyaslıyo benimle. Sıkıldım artık milletle polemiğe girmekten.

İmkânım olsa yurtdışına gitmek istiyorum ama maddi imkânım el vermiyor. Yabancı dil sorunum yok, 2 dil biliyorum. Yüksek lisansla gitmek istesem şu yaştan sonra kitap defterle uğraşmak düşüncesi bile dehşete boğuyor beni. Bu yüzden Kpss' ye bile girmiyorum. Çünkü artık okumaktan sıkıldım, para kazanmak istiyorum artık. Kriz de vurdu, ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yandan da son zamanlarda aklımı acaba sağlık myo falan mı okusam diye bir düşünce meşgul ediyor. Kafam allak bullak.

Kendime ideal meslek olarak dış ticareti benimsedim. Ama bu işlerde de en az 3-4 yıl tecrübe isteniyor. Hayalimde ise bir oyun stüdyosunda yerelleştirme ekibinde çalışmak var. O da bu ülkede yok.

Her neyse tavsiyeleriniz varsa almak isterim. Benim gibi çıkmaz da olanlar varsa düşüncelerini okumak isterim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(13.09.18)
işle alakalı tavsiye verebilecek kadar yetkin göremiyorum kendimi, o kısmı diğer arkadaşlara bırakayım. ama benim söylemek istediğim tek şey, hayatı kendine zehir etme. ben de aynı senin gibiydin. uzun süre işsiz kaldım, annem babam çok fazla olmasa da arkadaşlarım çok laf sokuyordu. kimseyle görüşesim yoktu iş durumunu soracaklar diye. iyice karamsarlığa kapılmıştım. ama bunun gerçekten faydası yok. eninde sonunda bir işe giriyosun ve sonra her şey kendiliğinden geliyor. belki hayalindeki maaşlarla hayalindeki büyük işleri yaparak başlamayacaksın ama mutlaka bi şeyler olacak. hayat böyle şeyleri kafaya takıp sağlığını bozmak için çok kısa. olabilecek her türlü işe başvur, arkadaşlarına haber ver, onlar cv'ni versin bi yerlere. mutlaka bi şeyler olacaktır, er ya da geç. bu kadar taktığına değecek bi şey değil işsizlik. herkes öyle dönemler yaşıyor.
0
nathanieltroy
(13.09.18)
hocam freelance çeviri yapsan? hem evinde çalışırsın kafa rahat olur hem para kazanırısın. en azından iş bulana kadar deneyebilirsin bence.
0
signore
(13.09.18)
Tercumanlarin isi zor, yasiniz genc oldugu icin evs'i onerecegim, belki gittiginiz yerde bir kapi acilir. Bir de oralardaki okullara bakin (bakmadiysaniz yani)Almanya'da Turkce ogreten bir okutmanla tanismistim.
0
geçerkenugradım
(13.09.18)
@ nathanieltroy Belki dediğin gibi gerçekten büyütülmemesi gereken bir şeydir ve gerçekten de düzelecek bir şeydir. Ama sen de biliyorsun ki bu çaresizlik hissi yakaladı mı bırakmıyor. Bazen tam olacak gibi oluyor ama tekrar başa sarıyor. Dediğin gibi sürekli iş arıyorum ama bir şey olduğu yok.

@ acemi Özel dersi falan biraz düşünmüştüm daha önce ama bu tarz şeyler sadece günü kurtarır. Almanya mevzusuna gelince kaçaklık bana göre değil . Bu resmen bir yaşam savaşı olur :)

@ signore Freelance çeviride de sömürü çok, emeğinin karşılığını alamıyorsun bazen. Komik rakamlar için resmen eziyet çekiyorsun.

@ xportant Kendi isteğimize göre bir fırsat yakalayamıyorsak neden burada kalalım ki? Burada doğup büyüdük diye burada kalmaya mecbur değiliz. Belki de başka yerde istediğimiz düzeni kurabileceğiz. Bunu kimse bilemez.Ayrıca iş güç sahibi kişiler kendi düzenini kurmuş kişiler, neden bütün düzenlerini bırakıp gitsinler?

@ geçerkenuğradım Aslında EVS yapmak istiyordum. Bayağı araştırma yapmıştım. Çankaya Belediyesi' ne danışmaya gittiğimde ülkelerle kötü ilişkiler yüzünden proje gelmediğini ve durgun bir dönem gecirdiklerini söylemişlerdi. 9 ay önce yılbaşı zamanlarında sormuştum. Okul olayını da araştırayım bir. İyi bir tavsiye verdiniz. Teşekkür ederim.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(13.09.18)
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi, direkt gönderen kuruluşa gitmek yerine ev sahibi kuruluşu kendiniz bulun veri tabanından, yahoo evs grupları da vardı, bir araştırın. Gönderen kuruluşlar proje olduğunda genelde tanıdıklarını gönderiyor, o yüzden siz hosting kuruluşu bulmayan çalışın ilk önce.
0
geçerkenugradım
(13.09.18)
Hocam KPSS istemiyorsunuz, yüksek lisansla uğraşamam, freelance iş olmaz diyorsunuz. Özel ders günü kurtarır kurtarmasına ama en azından bir işiniz olmuş olur. Evde iş bekleyerek ayağınıza hiçbir şey gelmez. Bu tarz bölüm mezunlarının kendini geliştirmesi gerekiyor ne yazık ki, duyuruya yazmakla olmuyor maalesef. CV'nize yazacağınız büyük küçük deneyimleriniz olsun. Bu işlere bakım bence.
0
black holes in the sky
(13.09.18)
@ geçerkenuğradım Evs' nin kendi sistemindeki ilanlara bakmıştım, çoğu gönderen kuruluş istiyordu. Yahoo gruplarına falan bir baksam iyi olur dediğiniz gibi. Teşekkür ederim tavsiyeniz için.

@ black holes in the İnsan para kazanmanın tadını alınca bu tür şeylerle uğraşmak istemiyor gerçekten. Nasıl olur bilemiyorum ama zor bunlarla uğraşmam. Belki freelance çeviri olabilir. Bilemedim.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(13.09.18)
(8)

Yarın kiz arkadaşımın doğum günü, şiir önerisi istiyorum

bedrozan
Merhabalar arkadaşlar.Yarın kız arkadaşımın doğum günü. Pasta, mekan, hediye falan her şey hazır. Sadece hediyenin içine koymak için el yazımla ufak bir şiir yazmak istiyorum. Ama çok kararsız kaldım. Daha çok ikinci yeni tarzını seviyorum ama dediğim gibi kararsız kaldım. Onerebileceginiz güzel şii
Merhabalar arkadaşlar.
Yarın kız arkadaşımın doğum günü. Pasta, mekan, hediye falan her şey hazır.
Sadece hediyenin içine koymak için el yazımla ufak bir şiir yazmak istiyorum. Ama çok kararsız kaldım. Daha çok ikinci yeni tarzını seviyorum ama dediğim gibi kararsız kaldım. Onerebileceginiz güzel şiirler varsa yazar mısınız?

Şimdiden teşekkür ederim zahmet Edip yazan herkese.
0
bedrozan
(12.09.18)
İnternette yazarı Can Yücel diye geçiyor ama çok emin değilim ben, yine de doğum günü için güzel çok güzel bir şiir;

Bugün dünyayı istediğin bir renge boya
Rengarenk batan günü al karşına
Bir renk de kendinden kat
Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak
Kapat gözlerini bir hikaye yarat
Vazgeçme hissedilir biraz da sıcaklığını kat
Kalbindeki elleri bırakma sıkıca tut
Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt
Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama
Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana..
0
pokemon taso
(12.09.18)
Attila İlhan - Sen Beyaz Bir Kadınsın
0
black holes in the sky
(12.09.18)
Ne güzel düşünmüşsünüz. Edip dediniz, aklıma Umuş geldi. Yeni bir yaşın başlangıcı için hoş olabilir.

Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır

Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
Her başlangıçta yeni bir anlam vardır

Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır
0
fotrsapka
(12.09.18)
Hoş geldin!
Kesilmiş bir kol gibi
omuz başımızdaydı boşluğun...
Hoş geldin!
Ayrılık uzun sürdü.
Özledik.
Gözledik...
Hoş geldin!
Biz
bıraktığın gibiyiz.
Ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta...
Hoş geldin.
Yerin hazır.
Hoş geldin.
Dinleyip diyecek çok.
Fakat uzun söze vaktimiz yok.
YÜRÜYELİM.....
N.Hikmet - 1932 Birinciteşrin 5, Çarşamba gecesi
Nâzım HİKMET
0
Amaranta ursula
(12.09.18)
ufak bir şiir dediğin için:

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.

veya, özdemir asaf'ın mezarında yazılı olan.

Sevgi ise sevişeceğiz seninle
Kavga ise dövüşeceğiz seninle
Ölümü de paylaştığımız yaşamda
Ortaklaşa bölüşeceğiz seninle

olabilir.


eğer biraz daha uzun yazabilme şansınız var ise değerli metin altıok'un bu şiirini de çok severim.

''Ben şimdi biraz da
Senin için görüyorum;
Gökyüzünün parlak,
Bakış seken mavisini.

Ben şimdi biraz da
Senin için duyuyorum;
Gecenin o sarsak,
Yokuş çıkan ezgisini.

Ben şimdi kanayarak
Senin için yaşıyorum;
Sazan derisi gibi
Günlerimi külle soyarak.''


veya ahmed arif severseniz şu kısa dizesini yazabilirsiniz:

''seni baharmışsın gibi düşünüyorum,seni diyarbekir gibi
nelere nelere baskın gelmez ki seni düşünmenin tadı..''
0
biravekahve
(12.09.18)
Bugün özel bugün güzel bir gün
İçimde tarifsiz bir huzur var
Bütün gece dua ettim yine
Ne güzelmiş senle yaşananlar...

Bu sabah çok erkendi uyandım
Karanlıktı hala tüm sokaklar
Yağmur Yağdı, yıkandı tüm şehir
Güneş açtı bütün hatıralar

Takvimlerden bir gün daha düştü
Bir gün daha gidişinden sonra
Ben iyiyim ağladığıma bakma
Alışmak zor sensiz yaşamaya...

Doğumgünün kutlu olsun canım
Mutlu olsun benim diğer yarım
Doğum günün kutlu olsun canım
Yanındayım yerim senin yanın

Eşyaları tek tek toparladım
Uzun uzun resimlere baktım
Iki damla aktı gözlerimden
Sevdiğin bir türküyü fısıldadım

Doğumgünün kutlu olsun canım
Mutlu olsun benim diğer yarım
Doğum günün kutlu olsun canım
Yanındayım yerim senin yanın


Şiir
bugün özel bu gün güzel bi gün,
bu sabah senin merhabanla kucakladım dünyayı,
senin gülüşünle gülüyorum.
seni çok sevdim ya! ondan çok güzel bu dünya.
gözümdeki yaşlar akacaksa, varsın bugün aksın.
yalnız çocuklar, yalnız ağlarlar.
ağladığıma bakma, ben iyiyim,
hayat adil değil.
doğum günün kutlu olsun canım,
mutlu olsun benim diğer yarım.
doğum günün kutlu olsun canım,
sana ait benim tüm hayatım...

dinlemek istersen:
www.youtube.com
www.youtube.com

edit: elbette sana uymayacak sözler var, uyanları ayıklarsın artık :)
0
tabudeviren
(12.09.18)
Çok tatlı bir soru.

Sorunun cevabı olmaz ama böyle tatlı bir soruya cevap yazmak istedim. Başka bir zaman kullanırsın belki. Çok sevdiğim bir şiirdir;

Yahu kadın
Ben seni darmadağın seviyorum,
Nedir bu derli toplu olacağım derdi
Saçın dağınıkmış,
Üstün başın berbatmış,
Yüzün gözlerin yorgunmuş,
Bunlardan bana ne
Geceler boyu yüzüme gözüme bulaşan başkası sanki
Ben seni benim dağınıklığıma karışasın diye sevdim

Hangi ağacın bir diğerine karışmış kökleri düzgün ki
Hangi dağ bir öbürünün hizasında
Hangi göl kıvrım kıvrım değil
Hangi bulut öyle, onlar kadar dağınık
Onlar kadar güzelsin diyorum,
Uzayan gölgem ol,
Karanlığınla bile dokun, yeter diyorum,
Dinletemiyorum
0
mobydick
(13.09.18)
Bana da bir arkadaşım yazmıştı çok hoşuma gitmişti, Turgut Uyar'dan:

ne yaş bilirim ne yaş günü bilirim
saygın bir kiremit gibiyim

sıcaklığın yayılmışsa dünyaya
bak işte bundan payımı alırım
0
nickimin hakkini veremedim
(13.09.18)
(12)

Şarkılar insanı depresifleştirir mi?

Drakath
23 yaşındayım 13-14 yaşından beri melankolik bir tuh halim var, tabii bunun olmasında yaşadıklarımın da oayı vardır ama ufak yaşlardan beri teoman, duman tarzı kişilerin yaptığı şarkıları dinliyorum. Bunun karakterime ve ruh halime etkisi var mıdır?
23 yaşındayım 13-14 yaşından beri melankolik bir tuh halim var, tabii bunun olmasında yaşadıklarımın da oayı vardır ama ufak yaşlardan beri teoman, duman tarzı kişilerin yaptığı şarkıları dinliyorum. Bunun karakterime ve ruh halime etkisi var mıdır?
0
Drakath
(12.09.18)
Mobilim imla için sorry
0
🌸Drakath
(12.09.18)
Tabii lan manyak mısın.

Şimdi sen bi yatağına uzanıp high hopes dinle bakalım sağlıklı kalabilecek misin? Depresif şeyler fazla dinleme. Ne yaparsan o olursun.
0
tabii lan manyak mısın
(12.09.18)
Delay Fuze
(12.09.18)
Oyyy, hem de nasil! Karaktere etkisi daha uzun surede olabilir. Uzun vadede dinledigi muzigi artik icsellestirip butunlesiyor insan ama kisa vadede anlik ruh hali ile oyun hamuru gibi oynayor valla. Sarkisi bile var "Coktan unuturdum, ben seni coktan. Ah bu sarkilarin gozu kor olsun" diye.
0
aychovsky
(12.09.18)
evet böyle bir bilimsel araştırma var.
0
westblack
(12.09.18)
Zamanında bilimsel bir araştırma okumuştum, hatta ingilterede yapılmış diye aklımda kalmış, neyse ona göre düzenli müzik dinleyenler dinlemeyenlere göre daha fazla depresyona giriyorlarmış.

Dikkat edin damar müzik demiyor, hangi tür olursa olsun.

O ara son çare hele Bi de bunu deneyeyim dedim, işe yaradı.

Ha şimdi de duygusuz donuk biri oldum çıktım. Orası ayrı
0
yemrem
(12.09.18)
0
Tears of Devil
(12.09.18)
Sizin tam da High Fidelity/Ölümüne Sadakat okuma zamanınız gelmiş bence, Nick Hornby romanı.

"What came first, the music or the misery?" diyor orada da.
0
sopiro
(12.09.18)
Listemdeki en hareketli şarkı Tarkan'ın Karma albümündeki şarkılardır o kadar diyorum. Özellikle progresif rock insanı çok depresif bir hale sokuyor. Halim böyle olduğu için mi prog dinliyorum yoksa prog dinlediğim için mi bu haldeyim bilmiyorum...
0
black holes in the sky
(12.09.18)
bilimsel dayanağım tabii ki yok ama şarkılar benim ruh halimi ve hayata bakış açımı çok ciddi oranda etkiliyor. hatta bazen bunun sağlıksız olduğunu, duygusal açıdan sorun yaşadığımı, manipülasyona çok açık olduğumu hissettiriyor.

gerçi şarkıların ve sevdiğim müzik türlerinin beni dönüştürdüğü adamı seviyorum diyebilirim. ben genelde güç bulmakta, kendisini disipline ve motive etmekte zorlanan biriydim. sürekli "demir gibi" müzikler dinliyorum. şimdilik çok şükür çok daha iyiyim, vücut bile çalışmaya başladım 500 kiloluk halimle. şu an bana iki tane katy perry şarkısı dinlet yarın yine saçmasapan biri olurum. ver endüstriyel metali, ver kızıl ordu korosu'nu tek elimle tencere bükerim jsfjsk.

bu arada yanlış anlaşılmasın katy perry dinleyen salaktır demiyorum, kişisel olarak bana hiç uymuyor, o yüzden.
0
der meister
(12.09.18)
halihazırda depresif olmaya meyletmişsen evet yardımcı olur ama sevgi kelebeği gezdiğim bir gün depresif şarkı dinlemek istemem ki zaten? depresif şarkıyı depresif hissettiğimiz için dinleriz, ben çok mutluyken müslüm gürses dinleyen birini görmedim mesela.

çok mutluyken zorla bir odaya kapatıp müslüm dinletseler depresif hale geliriz ama işin doğası böyle değil, o yüzden uzun yıllar depresif şarkı dinlemiş olmak için halihazırda depresif olmak gerektiğini düşünüyorum; bu da şarkının en fazla "ayak uyduruyor olma" durumunu destekler.
0
Bruce
(12.09.18)
aksine melankolik şarkılar depresif durumu iyileştirir, bununla ilgili yapılmış çalışmalar okumuştum.
0
gezegen olan pluton
(13.09.18)
(4)

alzheimer, şizofreni gibi rahatsızlıklarda takınılması gereken tavır

benibenim
merhaba, konu hakkında bilgisi olanlardan bilgi almak istiyorum.mesela alzheimer rahatsızlığı olan birine, unuttuğu dönemle ilgili konuşmak zararlı mıdır yoksa faydalı mıdır? mesela hatırladığı anlarda ona; yine yoktun bir süre, şöyle şöyle şeyler söylüyorsun, yine kriz (ya da o dönemin adı neyse) d
merhaba, konu hakkında bilgisi olanlardan bilgi almak istiyorum.

mesela alzheimer rahatsızlığı olan birine, unuttuğu dönemle ilgili konuşmak zararlı mıdır yoksa faydalı mıdır? mesela hatırladığı anlarda ona; yine yoktun bir süre, şöyle şöyle şeyler söylüyorsun, yine kriz (ya da o dönemin adı neyse) dönemindeydin on dakikadır gibi şeyler söylenmeli mi? rahatsızlığının detayları onunla paylaşılmalı mı?

bu ona zarar mı verir? böyle şeyler hiç yaşanmamış gibi mi davranmalıyız? yoksa bütün detaylardan haberdar edilmesi mi faydalıdır?

aynı şeyi şizofreni hastaları yönünden de soruyorum. yardımcı olacaklara şimdiden teşekkür ederim.
0
benibenim
(12.09.18)
Alzheimer'ın türleri var. Anneannem bu hastalıktan muzdaripti, ben sesini bile hatırlamıyorum on üç sene beraber yaşamamıza rağmen. Konuşmuyordu hiç. Dedem ona sürekli bir şeyler anlatsa bile en ufak bir mimik bile yoktu. Bu durumda ne yapsak kar etmedi zaten. Geçmiş olsun.
0
black holes in the sky
(12.09.18)
Alzheimer ve şizofreni farklı hastalıklar ve farklı yaklaşım gerektirebilir.
Ben alzheimer tecrübemizi anlatayım. Çok dikine gitmemek gerekiyor kişinin, küsüp hayattan tamamen soyutlanması daha kötü ve hastalığı hızlandıran bir şey. Krizlerini söylemeyin, detaylarını paylaşmayın. Ama sadece onun kontrolünde bir şey bırakmayın. Yemek yapsın örneğin ama ateşi kontrol edecek biri olsun mutlaka çevrede. Evde yanlız bırakmayın.
0
SiyamkedisiZorro
(12.09.18)
şizofreni değil de bipolarla ilgili bir şeyler ekleyebilirim ben de. manik dönemde yaptığı şeylerle ilgili konuşma çok geçmiyor bizde, kendi içinde ne yaşadığını bilmiyorum ama galiba kendi de yaptıklarının aşırı olduğunun farkına varıyor. dönüşü olanlardan dönmeye çalışıyor, fakat bazılarından da yine de pişmanlık duymuyor. bazı yaptığı hatalara bilmiyorum yaptık işte diyor, zaten daha fazla bir şey diyemiyorsun ne kadar suçlayabilirsin ki. pişman olmadıkları için zaten bir şey söyleyemiyorsun. hala kendini haklı görüyor çünkü.
0
Olric
(12.09.18)
Alzheimer için şunu söyleyebilirim: hangi tavır size en az zararı ve en fazla faydayı veriyorsa onu takının.

Çünkü ne konuda diretirseniz diretin hiç bir ilerleme kaydedemezsiniz. Sadece hastanın çevresine verdiği etkinin boyutu değişecektir.

Alzheimer başlı başına unutma problemi olduğu için birey hastayken kendisinin normal olduğunu zanneder. Şizofreni'de bu durum her zaman böyle değil.

Burada önemli olan ise hastayı tedavi yoluna iknaya çabalamak olacaktır. Alzheimer'ın aksine şizofreninin tedavisi mümkün. Çünkü konuda yetkin değilseniz olayın akışı hiç de istemediğiniz bir biçimde tam aksine doğru gelişebilir.
0
038576
(12.09.18)
(23)

instagram olayları

hıkmıkzık
her biri tek tek elde üretilen ve bir takımdan ikincisi olmayan ürünler ürettiğim bir atölyem var ve artık yavaş yavaş instagrama yüklemeye başladım yaptıklarımı ama arkadaşlarım dışında takipçi çok az geliyor onlarca hikayelerde paylaştı herbiri ama storyden gelen yok gibi bişey ve daha arkadaşları
her biri tek tek elde üretilen ve bir takımdan ikincisi olmayan ürünler ürettiğim bir atölyem var ve artık yavaş yavaş instagrama yüklemeye başladım yaptıklarımı ama arkadaşlarım dışında takipçi çok az geliyor onlarca hikayelerde paylaştı herbiri ama storyden gelen yok gibi bişey ve daha arkadaşlarım dışında fiyat soran bile olmadı :(

sorum şu:
1- ürünler oyuncak gibi mi duruyor? Anlaşılır mı?
2- nasıl duruyor sayfa genel olarak baya uğraşıyorum deneme hesap açtım orda paylaşıp bakıyorum nasıl duracağına bi kimliği olsun istiyorum bi yandan da çünkü
3- her türlü öneri, istek sorularınız :)
hesap şu: www.instagram.com/bodrumdan_

çok teşekkür ederim.
0
hıkmıkzık
(11.09.18)
hayran olmamak elde değil. inanılmaz güzel şeyler var ve sayfa, fotogtaflar çok iyi.
0
mehmed resad
(11.09.18)
ürünler oyuncak gibi durmuyor ama neyin satılık olup neyin olmadığı belli değil. tek bir ürünü öne çıkaran resimler olsa ve fiyat belirtilirse daha anlaşılır olur. bu halde kafa karıştırıcı olmuş.

logo çok itici, logoya acilen el atılması lazım.

resimlerin yanına ürünün bir videosu ya başka açılardan resimler eklenebilir. kaydırarak bakar insanlar. tek fotoğraf bir ürünü alma kararı vermeye yetmiyor çoğu zaman. ne kadar görsel, o kadar iyi.
0
sir gawain
(11.09.18)
@mehmed resad :) çok teşekkür ederim herkes de bunu söylüyor ama kimse bişey sormuyor. aslında takıpcı 250 cıvarı ama sayfayı 1000 kişi görüntülemiş görünüyor yani gelip bakıp gitmişler demek oluyor yani beğenmediler beğenseler takip etmezler miydi?
0
🌸hıkmıkzık
(11.09.18)
-isim güzel,
-bence de logoyu daha da iyi yapmak lazım. ve font da sıcak durmuyor,
-en önemlisi fotoğrafların fonları neredeyse hep gri.

sayfaya girip gözünü kıs ve sadece renklere bak. ürünler ve fon aynı tonlarda olduğu için işlerin ön plana çıkamıyor ve nötr kalıyor. işlerin daha renkli olsaydı gri üzerinde giderdi.
bu yüzden fonda daha canlı ve pastel tonlarda sıcak-soğuk renkler kullanırdım ben.

www.google.de
0
a man alone
(11.09.18)
@sir gawain logo çok mu itici :( baya kafa patlatarak tasarladık ya
hocam fotoğraflardaki herşey satılık çünkü tek bi ürün yok ki bardakta satılık tabakta
fotoğrafların çoğu kaydırmalı detay görüntü var daha yakından aslında ben de mükemmel değilim ürün fotoğrafı nasıl çekilir bilmiyorum tabi şuan böyle bişey için bütçem de yok.
fiyatları da instagramda ürün satan çoğu satıcı yazmıyor ki direk dm ye yönlendiriyor insanları ve itici olmaz mı altında fiyatının yazması?
0
🌸hıkmıkzık
(11.09.18)
@a man alone logo köşeli olduğu için yazı fontu da köşeli oldu minimal olsun derken en son bu çıktı :( üzüldüm şimdi logom beğenilmeyince işlerin üzerindeki desenlerin en iyi anlaşılması için pastel tonlar tercih etmeye çalıştım. aslında daha doğal görünmesinden taraftarım hatta belki ürünlerle gerçek bi kahvaltı hazırlayıp çekmek ne bileyim.
0
🌸hıkmıkzık
(11.09.18)
bir de logoyu değiştirmem için çok geç marka logo tescil vs herşeyi aldım :( mühürler kartvizitler vs
0
🌸hıkmıkzık
(11.09.18)
hocam hemen bir çekiliş yapın. Instagram hesabı bol takipçili bir arkadaşınız varsa anlaşın, çekiliş şartlarına beni ve ...'Yı takip etmek yazın takipçi kazanırsınız. Instagram'da reklam da veriliyor artık o seçeneğe bakabilirsiniz. Bence güzel ama fiyatları yazsa daha mı iyi olur sanki?
0
black holes in the sky
(11.09.18)
@muti siler miyim hiç bekliyorum :) ya o yapılır da hep burası üzerinden satmayacağım sonuçta planım bi süre sonra internet sitemden satmaya başlamak baya pos makınem fılan var dırek satın alınsın benden fıyat gelmesını beklemesın ınsanlar kaç yıl sonra olur bu tabı bılemıyoum :( neyse her yerde farklı logo bacaba çakma site mi dolandırıcı mı yoksa başkası mı soruları ve algıları olur diye.

@black holes in the sky 1000den fazla takipçisi olan kimseyi tanımıyom kesin çok para istiyodur çok takipçililer o işbirliklerine belki instagram reklamı olabilir ama fiyatlar ne yine bilmiyorum.
0
🌸hıkmıkzık
(11.09.18)
Gayet harika bir sayfa olmuş. 1 kişi 1 kişidir diye takip ettim. Umarım zamanla daha büyür. Bol şans.
0
eazy
(11.09.18)
ben logoyu çok beğendim. tabii yanlış anlamadıysam :) bodrum evlerine benzettiğim için.

ürünlerinizi de çok beğendim, aslında pek ekstra bir fikrim yok ama naçizane ilk izlenimim sir gawain'in dediği gibi neyin satılık olup neyin olmadığı gibi bir düşünce oldu. "tamamı el yapımı ürünler dükkanı" cümlesi haricinde bir belirteç yok gibi sayfada, öyle olunca da sanki "tasarım sayfası" tarzı yerler gibi sadece güzel çanak çömlek dekorasyon fikirleri paylaşıyorsunuz gibi olmuş. görsellerin üzerine yazı yazmak falan olabilir mi acaba? mesela çekiliş önerisini kullanacaksanız onun için de atacağınız resmin üzerine bir şeyler yazabilirsiniz diye düşündüm, sadece tıklayınca açıklamada görmek yerine.
0
bir garip melek
(11.09.18)
@bir garip melek evet evet aslında bodruma yönelik kimliği olan ürünler üretmek ilk çıkışımızdı ama şimdilik ordan yürümüyoruz teşekkür ederim belirteç kullanıcam
0
🌸hıkmıkzık
(12.09.18)
Sayfaya bakınca güzel şeylerin fotoğrafını çeken birinin sayfası, güzel sanatlar, el sanatlar vs gibi bir izlenim oluşuyor.

Bilgileri okumasam birşey sattığını anlamam, bence fotoğraflarda fiyat da olmalı.

"arkadaşlarım bile fiyat sormuyor" demişsiniz, bütçeme uyup uymadığı hakkında hiç bilgim olmadığı bir şeyi neden sorayım ki?

Sorsam pahalı gelse almasam ayrı ayıp, arkadaşımsın çünkü. Yabancı adam hiç iplemez zaten. Dediğim gibi infoya kimse bakmaz, fotoğrafa bakıp hızlıca geçecek herkes. Ama fiyat bilgisi olsa hem o ürünün satılık olduğunu anlar hem de bütçesine uygunsa bir düşünür.

Fotoğraflarda fiyat bilgisi olmalı, sanat mı yapmak istiyorsun ticaret mi?

Ha bir de logo hakketen tırt. Kedi mi, B mi, 8 mi, ev mi? Belli değil.

Biraz daha yuvarlak köşeli elipsler vs kullanılarak yapılabilirdi sanki, bence geç değil isim değişmeyecek marka tescilin tekrarına gerek yok, illa kafaya takarsan bir logo daha eklersin 300-500 TL bir şey tutar.

Ama bodrumdan markasını tescil ettiysen logonun çok ta önemi yok, logoyu tamamen değişmeden elden geçirebilirsiniz.

Kartvizit kaşe vs zaten para değil. Logo amatör duruyor, üzgünüm.
0
John Bloor
(12.09.18)
instagram reklamı verin, takipçi arttıkça soran olur. ürünler gerçekten çok güzel, takip ettim bende.
0
contavolta
(12.09.18)
aldim takibe, kadin girisimcisiniz ve alsat yerine bir sey uretiyorsunuz. tebrikler!

logoyu hic sevmedim.

butik olsaniz arada yeni urun gelecegi icin takip edilebilir ama insan kac yilda bir kahvalti seti alir ki? o yuzden takipci olayinda o tarz sayfalarla kiyaslamayin kendinizi.

bazi unluler kendilerine hediye gelince storyden tesekkur ediyor. sayfanin adini belirtiyor. o tarz sayfalara bir goz atin.
0
jimicik
(12.09.18)
merhaba ben de takip ettim, yorum da yazdım bir sürü. şu an alacak durumum yok ama çok beğendim ürünlerinizi, elinize sağlık. bence de logo değişmeli yani şekil aynı kalsa bile başka bir şekilde yapılmalı bence. fotoğraflar gayet güzel ama bence de urunler tam belli olmuyor. ürünler sanki satış için değil de sergilemek için çekilmiş gibi duruyor. hepsini bir arada çekiyorsanız bile bir fotoğrafta birini anlatırken diğerinde birini anlatıp satabilirsiniz. ve fotoğraf sayısı da çok az şu an. ürünleri bölüp daha fazla fotoğraf elde edebilirsiniz. etiketleri fotoğrafın altına değil de yorum olarak yazabilirsiniz. çok takipçili sayfaların altına yorum yazabilirsiniz şöyle bir sayfam var ilgilenir misiniz diye. onlara hediye yollayabilirsiniz sizin için zor olmayacaksa. başarılar diliyorum.
0
Olric
(12.09.18)
merhaba, tamamen müşteri gözüyle bakıyorum ve çok beğeniyorum. ürünler ve tarzları şahane, fotoğraflardaki natürel renkler ve kompozisyon beni cezbediyor. hepsi benim olmalı diye düşünüyorum.
elinize sağlık <3
0
evde liyakat kalmamis
(12.09.18)
işleriniz mükemmel. ama evet, satılık ürünler oldugu çok anlaşılmıyor. fiyatları ekleyin bence altına. insanlara fiyat sormak külfet geliyor. logo agresif.
ürünler harika.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(12.09.18)
fiyat eklenmeli, sormaya uğraşmaz kimse, satılık mı anlaşılmıyor ilk bakışta +1
0
siradam
(12.09.18)
ben de beğendim, takibe aldim. ama ürünlerle ilgili daha detaylı bilgi görmek isterim. örneğin 2 kişilik kahvaltı seti. parantez içinde hangi ürünler dahil???)

illa fiyat yazmam derseniz fiyat bilgisi için dm'ye diye yönlendirebilirsiniz.

ama ben fiyatını görmek isterim. değilse sormuyorum. ne zaman sorduysam boyumu geçiyor. bir de herkese aynı fiyattan satıp satmadiklarini bilemiyorum. şeffaflık +1 benim gözümde.
0
balik kraker
(12.09.18)
Fiyat yazılmalı diyenlere toplu cevabım: instagramda bilmiyorum bu tarz ürünler yapıp satanları ne kadar takıp ediyorsunuz yada göz attınız bılmıyorum ama kımse fıyat yazmıyor profıle. Elbise ayakkabı çanta satanları saymıyorum bi üründen birsürü var çünkü Fıyat sormak için dıalog baslatmak biraz da gercekten isteyenın eylemı oluyor. Yoksa kişiye gore fıyat degıstırdıgımden değil fıyatlar belli zaten maliyetının üzerine bıraz koyuyorum kar bile yok hiçbirinde şuan da ama işte :(
0
🌸hıkmıkzık
(12.09.18)
Ben de fiyat yazilmasi düsüncesindeyim.

Bir de begendiginiz ünlülerden birilerine hediye yollayip instagram'da paylasmalarini rica etseniz.

Ürünler sahane yalniz, ben de takip ettim.
0
chitosan
(12.09.18)
@kitap arasında kalmış silgi tozu +1 tamamen katılıyorum. ürünler çok güzel fakat ilk bakışta satılıkmış izlenimi uyandırmıyor.
0
winstoncodeaqua
(12.09.18)
(9)

bu aralar dönüp dönüp dinlediginiz şarki

Leonardo~Da~Vinci
mutlu anlar hepinize:) bu aralar siklikla dinlediginiz sarki(lar)nizi benimle paylasir misiniz? benim sarkilarim: 1-) Descemer Bueno, Enrique Iglesias, Andra - Nos Fuimos Lejos (Romanian Version) ft. El Micha- https://youtu.be/-_ur0wRrd8s2-) Göksel - Bi' Seni Konusurum- https://youtu.be/wTWVkbHcA7Ut
mutlu anlar hepinize:) bu aralar siklikla dinlediginiz sarki(lar)nizi benimle paylasir misiniz?

benim sarkilarim:

1-) Descemer Bueno, Enrique Iglesias, Andra - Nos Fuimos Lejos (Romanian Version) ft. El Micha

- youtu.be

2-) Göksel - Bi' Seni Konusurum

- youtu.be

tesekkur ediyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(09.09.18)
Amaranta ursula
(09.09.18)
Şimdi sözlükte yazmıştım buraya da bırakayım.

youtu.be
0
eksi sozlugun tatli insani
(09.09.18)
Twenty one Pilots - heathens
0
megalomaniac
(09.09.18)
Tam da bu tarz bi son zamanlarda loopa aldığınız hangi şarkılar var diye soracaktım.
Lorde-Flicker Kanye West Rework
www.youtube.com

eskiden de çok dinlediğim bi şarkıydı ama iki üç gündür loopa alıp alıp dinliyorum.
0
nundu
(09.09.18)
En son Selda Bağcan'dan Minnet Eylemem şarkısına çok takmıştım. Sürekli dinliyordum. Şiirin güzelliğinden dolayı da.

Losing My Religion'ı duyduğumda deliriyordum ama özellikle haziran ayında çok dinliyordum. Şu anda o çalıyor mesela :)
0
black holes in the sky
(09.09.18)
Bulutsuzluk Özlemi-Hasret: www.youtube.com

Beirut- La LLorona: www.youtube.com
0
biravekahve
(10.09.18)
bu ara sıkça dinlediğim www.youtube.com
0
false pretension
(10.09.18)
inatla jeremy'i dinliyorum..

www.youtube.com
0
silah taciri
(10.09.18)
Armin van Buuren ft. Sharon den Adel - In And Out Of Love: www.youtube.com
0
idexo
(10.09.18)
(3)

Hobi olarak matematikle ilgilenmek istiyorum nerden başlamalı?

modern tipin butun imkanlari
Hukuk öğrencisiyim fakat son zamanlarda fizik ve matematik de ilgimi çekiyor ne yapmalı nerden başlamalıyım? Yoksa dil öğrenmek daha mı mantıklı bilemiyorum.
Hukuk öğrencisiyim fakat son zamanlarda fizik ve matematik de ilgimi çekiyor ne yapmalı nerden başlamalıyım? Yoksa dil öğrenmek daha mı mantıklı bilemiyorum.
0
modern tipin butun imkanlari
(09.09.18)
İleride yine hukukla alakalı bir is yapmak istiyorsanız dil bilmek tabi ki daha mantıklı. Aslında matematik ve fizikten devam etseniz bile işinize yarayacak dil öğrenmek.
Matematik Köyü var Şirince'de, Ali Nesin'in ilgilendiği. Yaz aylarında boş vakit bulabilirseniz oradaki derslere katılabilirsiniz ama içeriği hakkında hiçbir fikrim yok.
Yine bir matematik test kitabı alıp arada çözmek bile kafanızın içini boşaltır. Ya da olimpiyat sorularına vs bakarsınız.
Fizik hakkında bir fikrim yok maalesef oldum olası sevmedim :/
0
black holes in the sky
(09.09.18)
Tarihte kendisi hukukçu iken sayılar teorisine damga vurmuş "Pierre de Fermat" ın hayatını okumakla işe başlayabilirsin. Matematikte ilerlemek için (özgün birşeyler ortaya koymak) odaklanmak sadece onunla yatıp kalkmak gerek. Profesörler dahi sadece alanlarına hakimler alanları dışına çıktıklarında onlar da birer bilgisiz bireyler olarak anılırlar. Bu sebeple bir dal saçip o alandaki çalışmalarla ilgilenmeli/incelemelisin. Bu çileli yolda kutlu başarılar dilerim.
0
creedwar
(09.09.18)
Ali Nesin in kitaplarını alarak başlayabilirsin. yine youtube da ali nesin in ders videoları bulunmakta, özellikle matematik köyünde çekilmiş videolar.
0
issiz karga
(09.09.18)
(6)

Hobi önerisi

lady andromeda
Merhabalar, ben sürekli evden işe işten eve gitmekten çok sıkıldım.Gerçekten kafayı yiyecek gibi oluyorum bazen.Bir ara aikido düşündüm emin olamadım.Sonra latin dansları düşündüm ona da eşli gitmek gerekiyor.Uzun süreli bir hobim olsun 3-5 ayda bırakmayayım ömür boyu tutkum olsun istiyorum. Bir bir
Merhabalar, ben sürekli evden işe işten eve gitmekten çok sıkıldım.Gerçekten kafayı yiyecek gibi oluyorum bazen.Bir ara aikido düşündüm emin olamadım.Sonra latin dansları düşündüm ona da eşli gitmek gerekiyor.Uzun süreli bir hobim olsun 3-5 ayda bırakmayayım ömür boyu tutkum olsun istiyorum. Bir biriyle alakasız bir kaç kişi bana sürekli sen seslendirme yapmalısın sesini çok değişik kullanabiliyorsun dedi.Sonra bununla ilgili kurs araştırdım ama bu öyle hobi gibi yapılabilecek bir şey değil anladığım kadarıyla .Siz ne önerirsiniz. Lütfen yardım edin . Şimdiden teşekkür ediyorum .
0
lady andromeda
(07.09.18)
Dansa eşli gitmene gerek yok. Çoğu kişi tek gidiyor ve bi sürü arkadaşın oluyor.
0
isimmisimyok
(07.09.18)
Zumba, balıkçılık, yapboz, hat, enstrüman öğrenip çalmak. teleskop alıp yaz aylarında kampa gidip açık gökyüzünü izleyebilirsiniz. Photoshop CS serisini öğrenip behance gibi platformlara koyduğunuzda tek seferlik iş teklifi bile gelebilir. Dünya mutfaklarına merak sarıp yemek yapabilirsiniz sonuçta aynı zamanda yapmak zorunda olduğunuz bir şey bu.
0
black holes in the sky
(07.09.18)
Kesinlikle dansa git. Dans insalığın çıkışıyla denktir. Yani insanlığın ilk uğraşısı (İngilizce hobby) denilebilir.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(07.09.18)
statik model düşünmez misiniz?
0
unique hint kumasi
(07.09.18)
Statik model nedir hiç duymadım :)
0
🌸lady andromeda
(08.09.18)
masa tenisi. tüm arkadaşlarıma öneriyorum. kulüplerde çok farklı insanlarla tanışıyorsunuz. emekli albaydan, üniversite öğrencisine, öğretmenden hippiye. sürekli kendinizi geliştirebileceğiniz bir alan. pahalı değil. orta sınıf bir raket, ayakkabı ve masa kiralamak dışında hiçbir masrafı yok. ki bunlar bedava sayılır aslında. zamanla bölgesel turnuvalara katılıp çevrenizi ve kendinizi de geliştirirsiniz. masa tenisi vücudu çalıştırırken beyni dinlendiriyor. bu açıdan çok faydasını gördüm.

mekaniğe eliniz yatkınsa bozulmuş analog cihazlar alıp tamir etmeyi deneyebilir koleksiyon yapabilirsiniz. analog radyo, saat, fotoğraf makinesi vs. youtube'da murat şen var mesela. videolarını izlerseniz ne demek istediğimi daha rahat anlarsınız. bu da bedava sayılabilecek bir uğraş.

enstrüman çalmak da sizi rahatlatır. hayatınızı heyecanlı bir hale getirir. ama tabii belli bir süre yani.

ben bu sıralar savaş tarihi üzerine okumalar yapıp not alıyorum. ikinci dünya savaşı hakkındaki kitapları alıp not üzerinden gidip harita üzerinde çalışmak gibi uzun ve yorucu bir planım var. olayların ve hamlelerin farklı olması durumunda ne olabileceği hakkında düşünüyorum. konu ve olay çok. ömrüm boyunca sıkılmazsam devam ederim sanırım.
0
mind mischief
(08.09.18)
(16)

Ekşi sözlüğün durumuna üzülüyor musunuz ?

biravekahve
Ben, gerçekten sevdiğim bir alanı kaybettiğim için üzülüyorum. Yıllardır her gün, birden fazla kez ekşi sözlüğe girer, gündemi takip eder,başlıkları gözden geçirip hem farklı görüşlerle hemhal olurdum hem de eğlenirdim. Şimdilerde ise çok spesifik bir şeye bakmayacaksam ( izleyeceğim film, okuyacağı
Ben, gerçekten sevdiğim bir alanı kaybettiğim için üzülüyorum. Yıllardır her gün, birden fazla kez ekşi sözlüğe girer, gündemi takip eder,başlıkları gözden geçirip hem farklı görüşlerle hemhal olurdum hem de eğlenirdim. Şimdilerde ise çok spesifik bir şeye bakmayacaksam ( izleyeceğim film, okuyacağım kitap hakkında yorumlar) girmemeyi tercih ediyorum. Baktığım başlıkların çoğunda yazan entryler ise eski tarihli zaten.

Bazen çok canım sıkılıyor bir göz gezdireyim diyorum, mesela bir bakıyorum başlıkta soru var, bu nasıl oluyor ? Veya hiçbir manası olmayan lümpence,anlamsız,aşağılayıcı başlıklar. Format konusuna girmek bile istemiyorum. Başlığı tıklıyorum kişi entry olarak yalnızca küfür yazmış. Hadi tanımı geçtim küfür ya küfür,anlamsız ve birbirinin tekrarı yavan espriler. Benim vakit geçirdiğim zamanlar çok eski tarihler değil aşağı yukarı 2012-2015 arası dönemdi o zamanda bu sohbetler vardı ama sanki bu kadar değildi.

Şunu anlayabiliyorum: artık her şey tık sayısına,getirilen paraya bağlı. Bundan dolayı artık içeride ne olduğuyla kimse ilgilenmiyor. Bu iş her zaman parayla ilintiliydi ama eskiden bu kadar yoğun hissedilmiyordu. Ben vakit geçirmeyi çok sevdiğim bir alanı kaybetmekten dolayı çok üzgünüm, sizler neler hissediyorsunuz ?
0
biravekahve
(06.09.18)
Üzülmüyorum, kalitesiz bulduklarımı engelliyorum. Halen gündemi takip edebiliyorum bu sayede.
0
a darkness coming
(06.09.18)
Çok afedersin de sahipleri düşünmüyorken benim hiç şeyimde değil.

Twitter'dan devam ediyorum, eski sözlükçüler de var oralarda.
0
chicha
(06.09.18)
üzülmüyorum. umrumda da değil.
0
sutlu nescafe
(06.09.18)
Ekşi sözlüğün durumu değil de bazı şeylerden eski tadı alamadığına üzülüyo insan
0
Delay Fuze
(06.09.18)
zerre kadar üzülmüyorum. buranın sahibi bunu seçmişken ben neden üzüleyim?

sen 2012 yılı diyorsun. ben 2003'ten beri takip ediyorum. süper ötesi bir siteydi o sıralar. ekşi sözlük'ü sevdiğim kadar hiçbir siteyi sevmedim. hâlâ da en çok ziyaret ettiğim sitedir. buraya yazdığım bazı entrylerin oradan oraya sekerek türkiye gündemine ulaştığı oldu. birçok insana ulaşabildiğm için önemsiyorum.

uyuz olduğum tek nokta bu kadar zaman içinde ekşi sözlük'e alternatif bir mecranın çıkmamış olması. bunun illa sözlük olması da gerekmiyor. güçlü bir alternatif olsaydı bu kadar salmazlardı diye düşünüyorum.
0
tabudeviren
(07.09.18)
Evet, üzülüyorum. Profil çok değişti. Eskisi kadar girip bakasım gelmiyor. Okudukça sinirlerim zıplıyor çünkü.

Dediğin gibi kitap ve film hakkında yorumları merak ettiğimde bakıyorum.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(07.09.18)
uzulmekten ziyade sinirleniyorum. bu kadar cahil, niteliksiz, beyinsiz sacmaliga maruz kalmayi sevmiyorum. onun disinda eksi'ye ne olursa olsun beni ilgilendirmez. sahibi kendi istedigi sekilde idare edebilir sonucta, layik gordukleri buysa ben dusunecek degilim.
0
der meister
(07.09.18)
Ben 2003’ten beri takip ediyorum. Ta 2005-2006’da miğferdibi alımlarından beri sözlük bozdu geyiği döner. Belki daha öncesinde de dönmüştür. 2008’de sabırtaşı alımında da aynısı olmuştu. Kadınlar günü alımında da. Ondan dolayı yakın bir zaman aralığı verip ya o ara çok iyiydi sonra bozdu denmesi bana komik geliyor. zamanın insanı neyse sözlük de öyle oluyor. Burası kâr amaçlı bir site. Kaliteli içeriğin ödüllendirildiği bir yer değil. Ondan böyle şeyleri çok umursamamak lazım. Kaliteli içerik istiyorsanız the new york times okuyun. Britannica okuyun. Yök’ün tez arşivinde takılın. Makale araştırın. Geyik sitesinden ne bekliyorsunuz anlamıyorum ki.
0
i ve been mistreated
(07.09.18)
üzülecek bir şey görmüyorum hatta zamana iyi ayak uydurduğunu düşünüyorum.
0
rotten head
(07.09.18)
Haftasonları hiç çekilmiyor sözlük. Rahat iki bine yakın entry giriliyor maç başlıklarına. Öyle analiz falan da yok, bakınız verip ahahaha yazdığında laf soktuğunu zanneden ayrı, koyduk mu diyen ayrı, ana bacı söven ayrı. Karius'un kız düşürme çabalarına gösterilen ilgi çoğu şeye gösterilmiyor.
Debe'yi kaldırdılar da noldu, kalite mı yükseldi? Bir bakıma onun kaldırılması da Ekşi Şeyler'e hazırlıkmış. Sosyal medyada gördüğüm Ekşi Şeyler paylaşımlarından daha çok bilgi ediyorum artık ki bazıları çoktan okuduğum entryler oluyor.

Bunların dışında trollük yaptığını zannedenler, siyasi bir başlığın altına (bknz: svihs) yazıp favori toplamaya çalışanlar. Zannetmiyorum zaten birden fazla paragrafa sahip olan entryler okunsun.

Ve evet, sahipleri üzülmüyorken hatta sefasını sürerken ben niye üzüleyim? Entrylerini silip giden yazarlar için üzülüyorum ayrı konu ama sevdiğim bir yazarın entrylerini okumak daha mantıklı geliyor artık bana. Çöp olmadığını biliyorum en azından. Ben daha çok okumak için takılıyorum sözlükte zaten, yazar olduğumu bile günler sonra fark etmiştim.
0
black holes in the sky
(07.09.18)
Eskiden bir şeyi merak edip googlellarken sonuna ekşi yazıp aratırdım direkt ama artık o kadar yanıltıcı ve zararlı bilgiler barındırıyor ki sözlük kesinlikle girmiyorum. O kadar kötü niyetli tipler var ki nefes alma amacı farklı bir şey gördüğü zaman “dur ekşiye gireyim de hakaret edeyim madem” olan insan dolu. Ekşi benim gözümde sallamasyon bilgi ve hakaretten ibaret başka bir şey değil. Millet de girip okuyor yalan yanlış. Yazık ya gerçekten.
0
fırt
(07.09.18)
çok uzun zaman önce yaşamıştım o üzgünlüğü, artık sözlük benim için sadece bilgi almak istediğin ürün, kişi, bölge için kullandığım bir site.
0
hopp
(07.09.18)
teee dutluk zamanlarından beri takip ederim.

üzüldüğüm şey ekşinin hali değil, ülkenin hali. ekşinin de olacağı buydu , o yüzden normal kendi içinde.
0
niye ama
(07.09.18)
kendime daha çok üzülüyorum
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(07.09.18)
evet. ama burayı istila etmediler bence tamamen.
0
lampetia
(07.09.18)
inci sözlükten farkı yok. çok üzücü.
0
mikahakkinen
(07.09.18)
(15)

Günlük tutuyor musunuz?

Leonardo~Da~Vinci
En son lisedeyken birakmistim. Su an tekrar baslayasim geldi. Siz tutuyor musunuz?Ek olarak, sizce günlük tutuluyorsa neden tutulmali veya tutulmuyorsa neden tutulmamali? Neden tutmuyorsunuz degil soru, neden tutulmamali?
En son lisedeyken birakmistim. Su an tekrar baslayasim geldi. Siz tutuyor musunuz?

Ek olarak, sizce günlük tutuluyorsa neden tutulmali veya tutulmuyorsa neden tutulmamali? Neden tutmuyorsunuz degil soru, neden tutulmamali?
0
Leonardo~Da~Vinci
(06.09.18)
0
datnet
(06.09.18)
Bazen insan 1 hafta önce yazdığı bir şeye bakıp "Lan ne kadar saçma yazmışım" diyebiliyor, 10 sene önce yazılan bir şeyi okumak daha utanç verici olabilir, o nedenle günlük tutulmamalı diye düşünüyorum ben.
0
angelus
(06.09.18)
Tutuyorum. Ama günü gününe değil canım isteyince yazıyorum. Hatta uzanip deftere bakinca 2018 de şimdiye kadar sadece 3 gün yazmışım. 2017' de ise 15 gün yazmışım. Yazma konusunda git gide köreldiğimi fark etmiştim zaten ama bu şekilde görmek garip oldu.
Ek
"sizce günlük tutuluyorsa neden tutulmali?"
El cevap
Zamana karşı kendini ve dusuncelerini unutmamak, kayıt altina almak için. Bazen kendi düşünsel evrimimi görmek komik olduğu kadar düşündürüyor. Geri dönüp okumak zevkli oluyor bazen.
0
Amaranta ursula
(06.09.18)
Geçmişteki yaşantımı hatırlamak, o günlerde hissettiklerimi, bugünle karşılaştırmak adına tutmak isterdim. Fakat anladım ki yazacağım şeyler hep benzerce olacak. Hayatım boyunca, yıllarca aynı konular,kişiler,sorunlar çevresinde dönüp durdum. Farklı hisler,düşünceler,olaylar yazmak için günlüğe değil yıllığa ihtiyacım var sanırım.
0
biravekahve
(06.09.18)
Günlük tutmuyorum fakat duygularımı yazıyorum ara sıra bir deftere. Dönüp baktığımda o gün yaşadığım olayları değil de hissettiklerimi okumak daha çok hoşuma gidiyor.

Bence tutulmalı, bir şeyler yazabilmek, özellikle günlük gibi yazılarda, yaşanılanları yahut hissedilenleri somut olarak görebilmeye imkan sağlıyor.
0
noraliya
(06.09.18)
Tutuyorum. Gunluk gibi degil de, aglama duvari gibi daha cok gerci. Insan unutan bir varlik, bu yuzden tutuyorum acikcasi en birinci sebep. Eskiden yazdigim seyleri okumak cogu zaman hosuma gidiyor. Bir zamanlar neler hissettigimi, neler dusundugumu gormek ve bundan tabiri caizse analizler yapmak guzel bir sey bence. 2018'de cok az yazdim. Simdi baktim 48 sayfa sadece. 2017'de 100-150 sayfa vardir. Ic bosaltmak icin de ideal bir sey bu arada. Ne zaman kendimi kotu hissetsem hemen defterime kosarim. Hatta ara ara sayfalarda "Hep mutsuzken yaziyorum, bugun de mutlu bir seyler yazayim da geri donup baktigimda hep mutsuz oldugumu sanmayayim." yazmisligim var. Oyle iste.
0
yuzır
(06.09.18)
angelus +1
0
pati
(06.09.18)
Günlük gibi değil ama her zaman yazmak istediğim zaman elime aldığım bir defter olur. Tarih de atarım ama günlük mantığıyla yaklaşmıyorum. Evet insan birkaç gün önce yaşadığı şeylere bakınca bile utanabiliyor ama yıllar sonra baktığınız zaman ne yaşadığınızın ve ne hissettiğinizin muhasebesini daha sakin bir kafayla yapabiliyorsunuz.

Olay "Sevgili Günlük," muhabbeti değil ama yazmak bence insanın içini rahatlatan bir şey. Liseden beri yazdığım yazıları biriktiriyorum ve okuduğum zaman iyi hissediyorum. İlla bir deftere bile ihtiyacınız yok. bilgisayarınızdan ya da telefonunuzdan yazıp Drive ya da mailinize ekleyebilirsiniz. Sonuçta sadece siz okuyacaksınız, kendinizle baş başa olduğunuz bir yer.
0
black holes in the sky
(06.09.18)
hayır.
0
sutlu nescafe
(06.09.18)
psikolojim çok bozuk. düzeltmek için tutuyorum.
0
vatan ayini
(07.09.18)
insan neden kendisinden, yaşadıklarından utansın ki? tam da bu sebeple yazılmalı. okumayı söktüğüm yaştan beri yazıyorum.
0
nice tnetennba
(07.09.18)
konuya ek olarak günlük tutanların cinsiyeti nedir? erkeklerin uğraşacaklarını zannetmiyorum.
0
sutlu nescafe
(07.09.18)
ilk ilkokulda başladım 2001 de sanırım.. o dönem 3 4 yıl tuttum. her gün olmasa da sık yazdım, ajandam tümden doluydu.
üniversitede dönem dönem tuttum ama bu sefer ajandam dolmadı.

tutmanın faydası kendindeki, lisanındaki, duygularındaki değişimi görebilmen. insan çocukluğunu izliyor gibi oluyor. ve unuttuğum o kadar şey var ki. yaşadığım çoğu şeyi hatırlamıyorum ne yazık ki.

ek: cinsiyetim kadın.
0
damla sakızlı dondurma
(07.09.18)
lisede ve ortaokulda ısrar eden hocalar vardı. ısrarları ve telkinleriyle bir süre tutmuştum ama uzun sürmedi.

başından önemli olaylar geçen ve önemli devlet görevlerinde, gazetecelikte, sporculukta vs. bulunan anılarını yazması, hatta kitap haline getirmesi taraftarıyım ama öyle her gün günlük tutarak değil.

günlük deyince bana ergenlikte yapılan bir iş gibi geliyor, bu yaştan sonra günlük münlük tutmam.

kısacası önemli görülen anıları yazmaya evet ama önemli - önemsiz sıradan, günlük olayları her gün her gün yazmaya hayır.
0
Neill
(07.09.18)
Oyle bir luksum yok. O kadar bol zamanim yok.
0
stavro
(07.09.18)
(6)

diksiyon sıkıntısı

semaforo de medianoche
bi çok kelimede e harfini uzatarak söylüyorum istemsiz şekilde, daha doğrusu söylüyomuşum ben farketmiyorum. bu da haliyle kulak tırmalıyor. zengin, elbise gibi kelimeleri ağzımdan çıkarmadan önce 2 kere düşünüyorum eş anlamlılarını kullanmaya çalışıyorum falan. şunu sorucaktım diksiyon kursuna para
bi çok kelimede e harfini uzatarak söylüyorum istemsiz şekilde, daha doğrusu söylüyomuşum ben farketmiyorum. bu da haliyle kulak tırmalıyor. zengin, elbise gibi kelimeleri ağzımdan çıkarmadan önce 2 kere düşünüyorum eş anlamlılarını kullanmaya çalışıyorum falan. şunu sorucaktım diksiyon kursuna para bayılmadan evde kendi kendime aşabilir miyim bu sorunu yol gösterebilicek biri var mı?
0
semaforo de medianoche
(06.09.18)
Valla bende de 50..59 arası sıkıntı var. Tavsiyelere açığım
0
vatan ayini
(06.09.18)
Youtube'da illa ki diksiyonla ilgili videolar bulursunuz. Kursta ogreneceklerinizi video izleyerek de ogrenebilirsiniz bence.
0
siyah noktali film
(06.09.18)
Merhaba. Ben de gittim diksiyon kursuna bir faydasını görmedim. Hala aynı ben. Gören olduğunu da düşünmüyorum. YouTube'da bir çok hoca var, Nisan Kumru tavsiyem. Sesli kitap dinleyebilirsiniz, birçok açıdan faydası olur. Sözlükte diksiyona alakalı bir entrym var, bakabilirsiniz.
0
black holes in the sky
(06.09.18)
Merhaba. Emin Baykırkık'tan bizzat diksiyon eğitimi almıştım zamanında. Eğitim boyunca odaklandığımız en temel iki olay vardı. Birincisi diyafram egzersizleri, ikincisi de tekerleme okumak. Çoğu spiker tekerleme okuyarak çalışıyormuş yayın öncesi, bunu yine şahsen tanıştığım haber ve spor spikerleri söylemişti.

E harfini okurken dikkat etmen gereken, kelime içindeki harfin açık e mi yoksa kapalı e mi olduğunu bilmen. Önce açık ve kapalı e harfinin farkını öğrenip, iyice kavrarsan bu sorunu daha kolay aşarsın diye düşünüyorum.

Diksiyon kursuna imkanın varsa gitmen güzel olur, sadece e'yi değil bütün konuşmanı daha hoş ve akıcı bir hale getiriyor, ben çok faydasını gördüm. Çalışırken etrafında hatanı görüp uyaran ve düzelten birileri olursa daha hızlı gelişme kaydedersin.

Lakin kurs şart değil. Üstteki yazar arkadaşların da belirttiği gibi youtube'da çok fazla eğitim videosu bulabilirsin. Sesli makale ya da kitap dinleyerek kulak aşinalığı oluşturabilirsin (ingilizce öğrenmek gibi düşün). Sesli kitap okuyarak ve sesini kaydedip dinleyebilirsin.

Kurstan ya da youtube videolarından alacağın verim tamamen seninle alakalıdır. Fırsatın varsa her iki yolu da denemeni tavsiye ediyorum.
0
noraliya
(06.09.18)
İsmek?
0
leo1905
(06.09.18)
teşekkürler cevaplar için. bu arada konuşmam bu zengin, elbise gibi kelimelerdeki e harfleri hariç gayet düzgündür, sesim de çok beğenilir karizmatik bi konuşmam olduğu söylenir ama niyeyse bu e harfinde bi sorunum oluyor. bu sıkıntıma rağmen sesim en beğenilen özelliklerimden biri, bu e sıkıntısını da aşarsam çok öne çıkabilicek bi konuşmam olduğunu düşündüğüm için üstüne düşücem şu sıralar. youtube'da vs. bi şeyler bulabileceğimi biliyorum ama ben şuna bakmıştım zamanında gayet iyi gibi tavsiye verebilen olursa çok güzel olur, kötü videolarla, kaynaklarla zaman kaybetmemek adına.
0
🌸semaforo de medianoche
(06.09.18)
(7)

Stefan Zweig

tedirgin insan
Hangi kitabı okusam bu yazardan? Öneriniz nedir? Cevaplar için teşekkürler.
Hangi kitabı okusam bu yazardan? Öneriniz nedir? Cevaplar için teşekkürler.
0
tedirgin insan
(06.09.18)
Santranc ya da amok koşucusu
0
all girls dream
(06.09.18)
Olağanüstü Bir Gece. Vicdan Zorbalığa Karşı. Biyografiye meraklıysanız biyografi kitaplarına da bakabilirsiniz.
0
black holes in the sky
(06.09.18)
Yakıcı sır
0
mutlusismankedi2015
(06.09.18)
Satranç +1
0
piranase
(06.09.18)
Amok Koşucusu ile başlayabilrsiniz
0
suicides underground
(06.09.18)
Satranç güzeldi.
0
bos gezenin bos ustasi
(06.09.18)
Cogunlukla Acimak diye bilinen ama sanirim baska adlarla da cevirisinin bulundugu Ungeduld des Herzens kitabini tavsiye ederim.
0
kuju
(06.09.18)
(7)

Kuru kayısı nasıl saklanır

rentts
Malatyadan 2 kilo geldi bez torbada duruyor ama nasıl saklöamalı bunu?Buzdolabı nemlendirir bozulur diyolar.Google a da sordum ama bulamadım tatmin edici bi yanıt
Malatyadan 2 kilo geldi bez torbada duruyor ama nasıl saklöamalı bunu?
Buzdolabı nemlendirir bozulur diyolar.
Google a da sordum ama bulamadım tatmin edici bi yanıt
0
rentts
(06.09.18)
Buzdolabı nemlendirmez, bozmaz. Buzdolabında saklayabilirsiniz.

Ama bez torbada olmasın. Kapaklı saklama kabına koyun.
0
maydanoz sararır nane kararır
(06.09.18)
saklama kabina koy, serin bir yerde sakla. buzdolabina gerek yok.
0
baldur2
(06.09.18)
buzdolabında kururlar. oda sıcaklığında olacak.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(06.09.18)
saklama kabına koy ve buzdolabında sakla. eğer yiyeceğin zaman kurumuşsa, yiyeceğin kadarını çıkar su ile yıka sonra buzdolabı poşetine koyup ağzını bağla bir kaç saat beklesin, çıkardığında pamuk gibi olur afiyetle yersin.
0
kraldan cok kralci
(06.09.18)
annem balkonda saklıyor. hiç buzdolabına konduğunu görmedim.
0
elorelia
(06.09.18)
bezle dolapta saklayın kükürtlüde olsa gün kurusu da olsa kurt yapabiliyor, yemeden bir kaç saat önce çıkartırsanız yumuşar doğal halini alır zaten. istanbul çok nemli bezde de olsa dışarda olmuyor
0
eja
(06.09.18)
Daha geçen kuruyemişçiden dinledim; kuru kayısıyı ve cevizi kavanoza koy, sonra da buzdolabının kapağında beklesin hiçbir şey olmaz dedi.
0
black holes in the sky
(06.09.18)
(13)

Okuyacağınız kitapları neye göre seçiyorsunuz?

levent bilgen
Okuyacağınız kitabı tercih ederken baskın öncelikleriniz neler oluyor? Haftada ortalama kaç saat okuduğunuzu da eklerseniz daha açıklayıcı olur.
Okuyacağınız kitabı tercih ederken baskın öncelikleriniz neler oluyor? Haftada ortalama kaç saat okuduğunuzu da eklerseniz daha açıklayıcı olur.
0
levent bilgen
(05.09.18)
Nelerden hoşlanıyorsam o tür kitaplar seçerim mesela bilim kurgu ya da fantastik türleri diğer taraftan kişisel gelişim kitapları. Hiç aşk romanı okumuşluğum yoktur mesela ama bir başkasının şiddetle önerdiği bir kitapsa alır okurum.
0
solo
(05.09.18)
Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap'tan bir liste yapmıştım. Oradan devam ediyorum.
Arkadaşlarla sohbetlerde adı geçen, beğeni topladığı söylenen kitaplar oluyor.
Tarihle ilgiliyim. Her kitapta mehaz olarak gösterilen kitaplar oluyor, oradan çorap söküğü gibi gidiyor.
Din kitaplarını irdeleye irdeleye okumak bir zevk.
Uzaktan kitapçı gördüğümde karşı kaldırıma geçiyorum. Aksi taktirde kendimi kitap satın almış buluyorum. Arka kapak yazıları etken bunda da.
Günde 2-3 saat.

Bir iki ilave yapayım.
Klasiklerde İş Bankası ve Yapı Kredi Kültür yayınları'nı gözü kapalı alıyorum. Bunlarda yoksa hangi çevirmenin kitabını alıp okuyacağıma dair internetten sıkı bir araştırma yapıyorum. Orijinal dilden çeviri olması önemli. Rus klasiğini Fransızcadan çeviren çevirmenler var. Şaka gibi.
Yıllar önce Sır (The Secret) diye bir selüloz israfı okutmuşlardı. Çağırıyorsun geliyor falan. O zamandan beri kişisel gelişim kitabı okumuyorum.
0
oguz altun
(05.09.18)
Yazarlarına göre seçiyorum. Yazarın bakış açısı, üslubu gibi etkenleri değerlendiriyorum. Amacım farklı hatta birbirlerine zıt dünya görüşleri olan yazarların en az bir eserini okumuş olmak.

Bunun haricinde moduma göre ya roman ya da psikoloji, felsefe kitapları okuyorum yani modum da önceliklerim arasında.

Kitabın özetini okumadan hakkındaki yorumları araştırıyorum. Tabi ki herkesin bir kitaptan alacağı zevk farklı buna binaen bir çok farklı görüş olacaktır ama en azından kitap hakkında genel bir bilgiye sahip oluyorum. Hatta bu en çok çevirmen ile yayınevi konusunda bana fayda sağlıyor. Misal Fahrenheit 451 okuyacağım zaman bu şekilde bir araştırma yapmıştım ve Dost Körpe çevirisinin inanılmaz kötü olduğunu öğrenmiştim.

Haftada bir kitap bitirme hedefim var bu yüzden ortalama saatleri de kitaba göre değişkenlik gösterebiliyor. Yine de günün en az üç saatini kitap okuyarak geçirdiğimi söyleyebilirim.

Umarım yardımcı olabilmişimdir :)
0
noraliya
(05.09.18)
arka yazısına bakıyorum, kapağa bakıp seçenler sizede laflar hazırladım
0
firemanjonny
(05.09.18)
Ilgi alanima gore. Tek kriterim bu.
0
stavro
(05.09.18)
Bi kitapta geçen başka bir kitap görürsem onu seçiyorum.
0
[GODDARD]
(05.09.18)
Popüler ya da son çıkan kitapları yada o anki halime gore kitap alıyorum..bi de tavsiye üzerine kitap okuyorum. Örneğin ilber ortayli bir programda stefan zweig önermişti gençlere onun kitaplarını bitirmeye çalışıyorum. Her hafta değişiyor kaç saat kitap okuduğum. zinciri kırma diye bir hedefim var hergun en az 15 sayfa düzenli okuyorum 2018 sonuna kadar yapicam insallah. Tavsiye ederim.
0
tociess
(05.09.18)
akademik yayınları okurken kaynakça bölümündeki kitaplardan ilgimi çekenleri not alıyorum. aynı anda iki kitap okumayı tercih ediyorum (akademik+edebi). edebi kitaplar içinse iş bankası kültür yayınlarının hasan ali yücel klasikler dizisini tercih ederim çoğunlukla.
0
saldirgan catili eylem
(05.09.18)
Ruh hali, ilgi alanı, arkadaki açıklaması. bazen kitabın konusu ilgi alanım olsa bile ruh halim okumak istemiyor. dizi ya da film seçme gibi.
0
muslugubozukhayrat
(05.09.18)
yazarına bakarım kim diye. izlediğim en dandik filmde de ilk önce yönetmen ve senariste bakarım.

goodreads'te birkaç yorum okurum. konuya bakarım.

arka kapağı, mümkünse kitabın içinden de bir iki paragraf okurum.

genelde türkçe çeviri okumuyorum. ingilizce hep. yolda okuyorum günde en fazla 1-2 saat.
0
sir gawain
(05.09.18)
okuyacağım kitap ile geçireceğim zamanın bana maksimum faydayı vermesini istiyorum.
bu sebeple genellikle dünya klasikleri okuyorum. dünya klasikleri haricinde okuduklarım bana bir şey katacağından emin olduğum kitaplar. gazetelerden dergilerden tvden twitterdan takip ettiklerimin kitapları vs..
0
tabudeviren
(05.09.18)
övgülere göre, ekşiden yardım alıyorum, 1000 kitap var oraya üyeyim. oralara bakıyorum. bazen de ruh halime göre. çok yavaş bir okuyucuyum bir okuduğum kitabı tekrar okumaya bayılıyorum. her okuyuşum diğerine göre daha heyecanlı oluyor.
0
for day to break
(05.09.18)
notos'un alternatif yüz temel eser listesi ve yüz felsefe metni listelerine bakmanızı tavsiye ederim.
kendim üç sene önce bir liste yapmıştım fakat çok dışına çıktığımı fark ettiğimden beri bakmıyorum. onedio'da bile onlarca liste var kitaplarla alakalı. iş kültür, can, yky gibi yayınevleri basıyorsa çok düşünmüyorum zaten.
edebiyat araştırmaları ve metin incelemeleriyle alakalı kitapları da zaten belli başlı kitaplar var, onları bitirmeye çalışıyorum.
ilgili olduğunuz konuyla alakalı akademik kitapları üniversitelerin yüksek lisans ve doktora okuma listelerinden seçebilirsiniz ama haliyle biraz ağır oluyorlar.
toplu kitap siparişi veriyorum genelde ve bir yazardan sadece bir kitap alıp deniyorum. sevip sevmediğime bakıyorum. yazarın külliyatından sevebileceklerimi seçip okuyorum.
0
black holes in the sky
(05.09.18)
(7)

speaking için dizi tavsiyesi.

mr.brown
selam,bildiğiniz gibi türkler olarak ingilizce konuştuğumuzda yapay duruyor. bunun ingilizcede olan seslerin bizim dilde olmadığı için o sesleri çıkaramamıza bağlıyorum. o sesleri çıkarmak için çalışmayan ağız ve dil kaslarımızı çalıştırmayı öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum. bir kelimeyi telaffuz
selam,
bildiğiniz gibi türkler olarak ingilizce konuştuğumuzda yapay duruyor. bunun ingilizcede olan seslerin bizim dilde olmadığı için o sesleri çıkaramamıza bağlıyorum. o sesleri çıkarmak için çalışmayan ağız ve dil kaslarımızı çalıştırmayı öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum. bir kelimeyi telaffuz etmekte sıkıntı yok ama iş cümlelere gelince iş baya zorlaşıyor. native speaker gibi konuşamamanın intonation ve stressi göz ardı etmemizden olduğunu düşünüyorum.

Sadede gelirsek, öğrendiğim bir yöntemde yapılan şu, bir dizi seçip izlemeye başlıyorsunuz, karakter cümlesini bitirdikten sonra durdurup söylediklerini tekrar ediyorsunuz. tavsiye edebileceğiniz, zor bir dili olmayan(bilim kurgu diziler olmaz diye düşünüyorum), north american accent diye bildiğimiz düz, belli eyaletlerin aksanlarından bağımsız diziler var mıdır?

aklıma gelen friends ve himym var ama onları izledim.

teşekkürler.
0
mr.brown
(01.09.18)
bu önemli bir konu aslında. bunu araştırıcam. üzerine eğilmek gerekiyor gerçekten. ben effortless english'i kullanıyordum. sürekli o ses kayıtlarıın dinliyordum. şunu farkettim. dinleyerek öğrendiysem bir kelimeyi kayıtta adam nasıl telafuz ediyorsa öyle telafuz ediyordum. sözlükten öğrendiysem daha kötü telafuz ediyordum. aynı ses dosyasını defalarca dinliyordum. kısa bir şey zaten. onun da faydası oluyor bence.
0
nick bulamadim
(01.09.18)
bence dert etmeniz gereken _son_ şey bu; bunun yerine dili doğrudan kullanmayı (yani; konuşmayı) denerseniz dile hakimiyetiniz artacaktır. Sesleri birebir çıkarmanın, dile hakimiyet olmadığı durumlarda papağanlıktan farkı yok.

Dizi isterseniz de Seinfeld. Çevirip çevirip izleyebilirsiniz.

Ayrıca yapaylık derdiniz ise bir Türkün İngilizce konuşması zaten başlı başına yapay, kaldı ki dil denen şey yapay. Bunu neden olumsuz bir özellik olarak gördüğünüzü de anlamadım.
0
idonthaveatvset
(01.09.18)
sizinkinin tam tersini düşünüyorum. bir türk, rus veya arap elbette ingilizceyi, anadili ingilizce olanlar kadar iyi telaffuz edemeyecek. bana da anadili ingilizce olmamasına rağmen, aksan yapacağım diye kasanlar komik, yapay geliyor. madem dizi örneği arıyorsunuz:

curb your enthusiasm,
workaholics (amerikan argosu öğrenip iyice asimile olabilirsiniznsjdjdkd)
mad men
0
nice tnetennba
(01.09.18)
Aklıma ilk gelen, South Park oldu.

Ben zaman zaman USA local radyolarını dinliyorum, belirgin aksanları var. Benim için dizilerden ziyade, hayatın içinden insanların aksanlarını ayırt edebilmek daha önemli.

Örneğin, (bkz: )newsite.wabfradio.com
0
old possum
(01.09.18)
@idonthaveatvset
@nice tnetennba

derdimi tam anlatamamışım. yapaylıktan kastım, robot gibi konuşmak. mesela "kullanacağım" "yapacağım" gibi kelimeleri düşünün. günlük hayatta çıkardığımız sesler kullanıcam yapıcam gibi çıkıyor. "iyi akşamlar" da "yakşamlar" gibi oluyor. stress belli hecelerde ve türkçenin kendine has bir intonationı var. benim ingilizcede öğrenmek istediğim bu stress ve intonation. karşı tarafın beni anlaması için bu ikisinin önemli olduğunu düşünüyorum. ayrıca ağız hareketleri de önemli. mesela türkçe konuşan birinin videosunu açıp sesi kapatın, ağız hareketlerine bakarak bile bazı şeyleri anladığınızı göreceksiniz. günlük hayatta sıkça kullandığımız kalıpları ise çok daha rahat anlayacaksınız. Eğer ingilizce bilmeyen biri iseniz (ya da ingilizceye sadece kitaplardan çalışmış kelime ve gramer bilgisi süper olan yds'de full yapmış biri) bir amerikanın konuşmasını aynı yöntemle izlediğinizde anlama oranının çok düşük olacağını düşünüyorum.


Amacım aksan yapmak değil daha anlaşılır olmak. bunu istememin nedeni ise geçenlerde iş görüşmesi mülakatında ingilizce konuşmaya başladığımızda, iknın bana bakarken ki "yazık la kimin çocuğuysa bakışı" benim o bakışı gördükçe stresse kapılıp debelenmeye başlamam, bir yandan grameri düşünmem bir yandan ne söyleyeceğimi düşünmem derken o anlar bir gerçeği suratıma tokat gibi vurmuştu. o da, kelime ve gramer bilince ingilizce bilmiş olmuyorum. o andan sonra, daha anlaşılır olma konusunda ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. (üniversite son sınıfım, belki de ilk ciddi konuşma tecrübem orada olmuştu.)

cevaplarınız için teşekkür ederim.
0
🌸mr.brown
(01.09.18)
Verdiğiniz örnekten hareketle iş görüşmelerinde de doğru olan "yapacağım/edeceğim" biçiminde konuşmak. sokak arasında uyuşturucu satıcılığı yapmayacaksan sokak ağzını değil kitabına uygun olanı öğrenmen daha uygun olur. İlkokul 2 terk gibi "yapıcam edicem" demek sizi daha otantik değil daha eğitimsiz gösterir.

O yüzden diziler yerine dinleyecekseniz profesörlerden lecture dinleyin, dramlar falan izleyin bence.
0
idonthaveatvset
(01.09.18)
Türk profesörleri de dinleyin yapacağım edeceğim diye konuşan var mı acaba :) Fiil okunuşları diye bir konu vardır diksiyonda, yapacağım yapıcam, olacak olucak diye okunur mesela. Yapacağım diye okursanız eğreti durur, ağdalı Türkçeyle konuşmuş olursunuz o kadar.

Özellikle gençlik dizilerinde gayet normal, Amerikan aksanıyla konuşuluyor ama vakit ayırır mısınız bilmem. Friends, HIMYM gibi sit-comlar da işinizi görür. Kısa kısa bölümlerden oluşuyor zaten. Son zamanlarda benim de takip ettiğim This Is Us var ona bakabilirsiniz dram seviyorsaniz.

Podcast da dinleyebilirsiniz, dizi izlemekten daha pratik. Yolda yürürken, otobüste, araba kullanırken her halükarda dinleyebilirsiniz. Sözlükte immanuel tolstoyevski'nin geniş bir podcast arşivi vardı bakabilirsiniz.
0
black holes in the sky
(01.09.18)
(10)

kitap okumaya başlamadan önce

hemsta
selam duyurunun kitap kurtlarıhttps://pbs.twimg.com/profile_images/508281997320417280/xzFV8bYg_400x400.jpegbir kitabı okumaya başlamadan önce o kitap ile alakalı edebi açıdan yapılan değerlendirmeleri okumak mantıklı mıdır yoksa mantıklı değil midir?taze bir okuyucu soruyor bu soruyu. bunu göz önünd
selam duyurunun kitap kurtları

pbs.twimg.com

bir kitabı okumaya başlamadan önce o kitap ile alakalı edebi açıdan yapılan değerlendirmeleri okumak mantıklı mıdır yoksa mantıklı değil midir?

taze bir okuyucu soruyor bu soruyu. bunu göz önünde bulundurursanız sevinirim.
0
hemsta
(01.09.18)
Spoiler okuyunca benim tadım ve hevesim kaçıyor. O yüzden ben bitirdikten sonra yorum ve değerlendirmeleri okuyorum.
0
Amaranta ursula
(01.09.18)
Kitabı okuduktan sonra o kitapla ilgili şeyler okumak daha tatlı bence.
0
fırt
(01.09.18)
Şahsen hiç önceden değerlendirme okumak gelmedi aklıma. Aksine merak edip kitaba dalıyorum
0
gazozailacatmauzmani
(01.09.18)
ben kitabı okuduktan sonra bakıyorum, daha iyi oluyor bence.
0
tabirimekruh
(01.09.18)
Bazı kitapların arka kapak yazıları bile çok tehlikeli olabiliyor spoiler konusunda. Keza önsözlerde öyle.
Ben okumayı tercih etmiyorum. Okurken satırlar üzerinde duraksayıp düşünmek daha çok hoşuma gidiyor. Sonra incelemeleri okuduğumda fark etmediğim yerleri de görmüş oluyorum.
Metinlerarasılık yönteminin kullanıldığı kitaplarda, okuduğum kitabın diğer eserlerle olan ilgisini keşfedersem ayrı bir zevk alıyorum. Ya da bu öge bulunmaksızın başka bir kitapla bağlantı kurmak da beni mutlu ediyor. Tabi bu hemen olacak bir şey değil.
Suna da değineyim, bir karakterin kitabın sonunda intihar edeceğinizi öğrendiğinizde, kitabı okurken o karakteri intihara götüren adımlara daha çok dikkat edersiniz sadece ya da yaptığı her şeyi "Zaten intihar edecek o yüzden yapıyor."a başlıyorsunuz.
Ben zaten kitapların nasıl bittiğine, şaşırtıcı olaylara odaklanmak yerine çok karakter ve ruh tahlillerine, dönemin sosyal ve politik eleştirilerine dayanan bir okuma yapmaktan daha çok zevk alıyorum.
Dediğinizi özellikle polisiye, fantastik ve macera romanları için tavsiye etmem çünkü okumanızın pek bir anlamı kalmaz.

Okumak iptiladır :)
0
black holes in the sky
(01.09.18)
Son yıllarda trend haline gelen yazarlara önsöz yazdırma, kitapla ilgili görseller, bilgiler verme kısmını bile es geçip zihnimde pozitif ya da negatif, karakterle ilgili iyi ya da kötü bir önyargı bile oluşturmak istemiyorum.
0
levent bilgen
(01.09.18)
black holes in the sky'a katılıyorum. ben genelde herhangi bir şey okumam kitap ile ilgili, örneğin; ithaki yayınlarının bilim kurgu serisinin arka kapak yazılarını yüreği olan okusun, kitabın gizlerini kaldırdığı bile oluyor. en iyisi kitabın yazarı üzerinden gitmek ya da güvenilir arkadaş tavsiyeleri.
0
Apocalypse
(01.09.18)
Ben de kitap bittikten sonra okuyorum kitaba dair her şeyi.
0
ms brownstone
(01.09.18)
önce kitabı oku.
0
idonthaveatvset
(01.09.18)
Yukarıdakilerin hepsine +1

Ben önsözü, kitap arkası yazıları bile kitap bittikten sonra okuyorum. İki ana sebebi var:
1. Bizim yayıncılar bile spoiler konusunda hiç hassas değil. "... Bütün bunlar olurken X'in ölmesi..." gibi bir cümle koyabiliyorlar. Bu da ister istemez kitaptan alınacak tadı, heyecanı öldürüyor.
2. Kitabı okumadan önce araştırmaları (inceleme yazısı, eleştiri ya da yazarın kendi düşüncelerinin edebi eserlerine etkisi gibi) okumak okuyucuyu şartlandırıyor. "Bak, bunun anlamı budur, bu yüzden bunu bilerek oku." diyor ve kitaba farklı pencereden bakmana da doğrudan engel oluyor. Hazıra konmana sebep oluyor vs.


Bu iki ana sebepten ötürü önsözleri, okuyucu ve eleştirmen yorumlarını hep en son okurum.
0
m e b
(01.09.18)
(24)

üzülünce mideniz bulanıyor mu?

Bruce
aslında üzülmemem gereken, normal bruce'un üzülmeyeceği bir şeye üzülüyorum 2 gündür ve sürekli mide bulantısı halindeyim. yediğimden içtiğimden mi dedim ama farklı bir şey de yemedim.mideye yumruk inmesi böyle bişey mi? hafif stres ve kararsızlık da var. normalde kolaylıkla aştığım şeyler ama hepsi
aslında üzülmemem gereken, normal bruce'un üzülmeyeceği bir şeye üzülüyorum 2 gündür ve sürekli mide bulantısı halindeyim. yediğimden içtiğimden mi dedim ama farklı bir şey de yemedim.
mideye yumruk inmesi böyle bişey mi? hafif stres ve kararsızlık da var. normalde kolaylıkla aştığım şeyler ama hepsi üst üste geldi diye galiba; bilemedim, kötü hissediyorum. uyusam geçicek diye dün uyudum erkenden ama geçmedi de. napıyoruz böyle durumlarda?
edit: hatta o kadar anormal ki normalde böyle durumlarda bile buraya böyle şeyler sormam.
0
Bruce
(31.08.18)
Üzülünce midem bulanmıyor.
0
Amaranta ursula
(31.08.18)
Ohoo hem de nasıl. Kusarım da hatta. Valla sık olan bir şey değil olunca da o an derdim mide bulantısı olmuyor zaten
0
pastörizesüt
(31.08.18)
Sinirle karışıksa evet. Canım hiçbir şey yemek istemez ayrıca
0
Delay Fuze
(31.08.18)
Evet, stres mideye vurur zaten cok anormal bir durum degil sanirim. Bende mide bulantisinin ustune, istahsizlik da yapiyor.
0
yuzır
(31.08.18)
Bknz:Vagus siniri
0
ırene adler
(31.08.18)
Evet bir dönem ben de çok şık yaşadım bu durumu. Özellikle endişem varsa bir konu hakkında kusuyorum da maalesef. Kafada bitirmediğiniz sürece bitmez. Mideniz bulandığında kusun gitsin, rahatlarsınız.
0
black holes in the sky
(31.08.18)
@acemi, hahah yok valla bu konuda en vahşi kapitalist şirketten daha vahşi bir proleterim; kılım kıpırdamaz yamyamlar için. üzülme konusu başka ama o iş değiştirme mevzusunun kararsızlığı da var üst üste gelenler içinde. yarın gidince biraz saçmalayayım en iyisi, beğenmesinler beni.
0
🌸Bruce
(31.08.18)
Bende midede ağrı ve yanma oluyor genelde birseye üzülürsem veya strea yaparsam.
0
havada bulut
(31.08.18)
0
datnet
(31.08.18)
Evet. Çözümü de yok gibi. Gamsız insanlara imreniyorum
0
her gece aç
(31.08.18)
Çok üzüldüğüm durumlarda, ani ve büyük üzüntüde ilk tepkim mide bulantısı.
0
aychovsky
(31.08.18)
Evet. Yemek bile yiyemem. O sorun bitmedikçe çözülmez.
0
biravekahve
(31.08.18)
Midem ağrır evet
0
basond
(31.08.18)
çok üzülürsem kusarım bile.
0
nice tnetennba
(31.08.18)
Benim de bulanıyor.

İş, sosyal ilişkiler, planlar aynı anda boka sarınca iştahım kaçıyor, yediğim yemekten tat alamıyorum. Elimden bir şey gelmiyor, kafamı dağıtıyorum veya spora veriyorum kendimi bir nebze daha iyi hissediyorum.
0
chicha
(31.08.18)
Yemek yiyemem, iştah gider kendimi zorlarsam kusacak gibi olurum :(
0
damla sakızlı dondurma
(31.08.18)
Yok midemi etkilemez hicbir sekilde. Istahim kacar ama bulanti, agri falan olmaz midede.
0
stavro
(31.08.18)
Çok üzüldüğüm içinden çıkamadığım durumlarda mideme bir yumruk iniyor, evet.
Açık havada yürü, yapabiliyorsan koş. İnanıyorsan namaz kıl. Meditasyon yap. Nefes egzersizi filan iyi geliyor.
0
SiyamkedisiZorro
(31.08.18)
Hayır. Çok çok üzgün olduğumda iştahım kesilir ama hayatımda birkaç kere oldu öyle. Biraz gamsızım da. Neyse. Çık yürüyüş yap +1, mümkünse deniz kenarında yürü. Hatta yüzmek de iyi gelir.
İlave: durum geçene kadar alkol de almamanı öneririm.
0
pati
(31.08.18)
En işe yarayacak şeyi unutmuşum. Kedi sev. Kucağına otursun yayılsın, mest olsun, purrlasın, üzüntü müzüntü kalmaz.
0
pati
(31.08.18)
Yok heyecanlanınca ya da aşırı mutluysam bulanır sadece.
0
aquarium
(31.08.18)
sinir stres mide bulantısı yapar. hassas insanlarda daha çok görülür.
çocuklar duymasında selami panik yapınca kusacak gibi olurdu hatırlarsanız :)
0
dafuq
(31.08.18)
Üzülünce midem bulanıyor.
0
sopiro
(31.08.18)
Benim midem yanıyor.
0
nickimin hakkini veremedim
(31.08.18)
(17)

sözlükte neden veganlara karşı alaycılık ve düşmanlık var?

lionel andres
ekşideki en anlam veremediğim konulardan biri.
ekşideki en anlam veremediğim konulardan biri.
0
lionel andres
(31.08.18)
Herkese var.

Ikincisi ulkede bu bilmeden tanimadan dusmanlik var. Eger nufusun yuzde 95'i vegan olsaydi, eminim ayni kitle hic sorgulamadan et yiyenlere saldiracakti. Kim nasil yasiyorsa herkes ayni sekilde yasasin istiyor. Kimse kendi secimlerini sorgulamiyor, daha da kotusu baskalarinin ozel yasaminda ne yaptigina, ne ictigine, hatta vegan dusmanliginda ne yemedigine karismada kendinde hak goruyor.

Aslinda umursamasak cok daha mutlu olucaz.
0
Traveller
(31.08.18)
argümanlarında yalan - yarım bilgiye bu kadar çok yer verip de bu kadar fanatik olan herhangi bir grupla karşılaşınca bu durum genelde komiğime gider. veganlara özel bir durum değil. aynı şekilde dini tarikatlerle de dalga geçerim - ki veganların kategorik olarak farklı bir yerde olduğunu düşünmüyorum.
0
zgrydn
(31.08.18)
sozluk 10 sene evvele kadar turkiye ortalamasinin ustu bir kultur ve sosyal yapidan besleniyordu, turkiye'deki kulturel cokus sozlugu de etkiledi, 3. dunya fikirleriyle dolu sacmasapan bir yer oldu cikti, herhangi bir farkliliga karsi sozlukte makul bir tavir goremezsiniz, sadece gundemi takip etmek icin bir arac olabilir yer yer...
0
hewit
(31.08.18)
allağa tapar gibi vegan rolmodellerine tapıyorlar falan böyle ne derse inanıyorlar bi de çok saldırgan oluyorlar bi de fena şovmen oluyorlar.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.08.18)
bence işin içinde vicdan saldırganlığı da var, diğer sebeplerle birlikte. aslında kuzuları seven insanlar "madem kuzu seviyorsun niye yiyorsun, yazık değil mi kanları akıyor ağlıyorlar :((" gibi iç karartıcı şeyleri gördükçe bir yandan vicdanen huzursuz hissediyorlar ve bununla savaşmak adına kendilerini bu duruma sokanlara saldırgan yaklaşıyorlar. niye vegan olmadıkları sorusuna kendini ikna etmeye yetmeyecek yanıtları olanlar ve bu durumla yüzleşemeyecek kadar "mantıksız" olanların saldırgan tutum takındığını, olaya daha kendinden emin yaklaşanların dalga geçmeyi tercih ettiğini düşünüyorum. herkes için geçerli değil ama bu şekilde davrananlar da vardır.
0
Bruce
(31.08.18)
Hocam neye karşı saldırganlık yok ki artık? Kimse kimseyi kabullenemiyor, her düzeyde ve her platformda kutuplaştık artık.
0
black holes in the sky
(31.08.18)
Karikatürize bir veganlığa karşı anladığım kadarıyla o düşmanlık. ama kötü tarafı zaten o tavra karşı savunma yapanların kendileri de karikatür.

Sözlükte değil de bizzat şunu diyen birkaç vegan ile muhatap olmuştum:

- Eti tutku da veganmış.

Şimdi bunun üzerine ciddi argümanlar kuran karikatürlere ancak düşmanlık edilir.

Diğerlerini bilemem. Ancak vegan kek vegan süt peşinde kosanlara ne denebilir bilemiyorum. Kaldı ki aşina olduğum kadarıyla endüstriyel sisteme yönelik bir tavır olarak ortaya çıkmış bir şey veganizm. Kendi piyasası ve endüstrisi, onun müşterileri falan olunca bir moda akımindan farksız oluyor.

Hal böyleyken ben de düşmanlığı anlayamıyorum, çünkü düşmanlığı bırak alay etmeye tenezzül bile etmem şahsen. Ne ugrascan yani.
0
dafaisss
(31.08.18)
Benzer düşmanlık kadınlara karşı da var. Doğrudan hakaret etmiyorlar ama x yapan kadın, y yapan kız, t'yi seven İzmirli kız diye iğrenç başlıklar var! Erkeklerle ilgili en iğrenç başlıkları sadece x seven erkek merictir seklinde. Yani erkeklere hakaret de yine kadınsı olma üzerine. Şimdi ülkenin yarisina karşı bu kadar anlayışsız olan eğitimli eğitimsiz bu cahil kesime, nefret etmeden hakaret etmeden önce bir tanışın hayatınızda kaç tane vegan gördünüz diye sorsam anlayacaklar mı? Ben umitsizim.
0
Traveller
(31.08.18)
Kendi çocuklarına ve evcil hayvanlarına et ve süt ürünleri, hayvansal gıdalar yedirmeyip onların sağlıklarıyla ve beyin gelişimleriyle oynadıkları ve sağlıklarını tehlikeye attıkları yönünde haberler okuduktan beri benim de veganizme karşı antipatim var. İnsanların sadece kendilerini ilgilendiren her türlü düşünce davranış ve fantezilere saygım var ama eğer üçüncü kişilere zararları dokunuyorsa orada durmak gerekir. Alay ya da düşmanlık seviyesinde değil ama gözümde AKP neyse veganlık da onun bir seviye aşağısıdır. En az fanatik dindarlık kadar tehlikelidir. İnsanlığın evrimsel olarak gelişim sürecine yapılan vurulmak istenen bir darbedir abartmak gerekirse.

www.bbc.com
onedio.com
0
siyah giyen adam
(31.08.18)
Vegan olduğu için kat von d, çocuğuna gerekli aşıları yaptırmayacakmış. Veganlık benim için bitmiştir.

Dalga geçmiyorum, hakaret de etmiyorum ama veganla konuşmak çok zor ya. Vegan arkadaşım elini kırdı, 3 ay geçti iyileşmedi, doktor bırakacaksın veganlığı, et yiyeceksin olmaz böyle dedi, hakkaten eti yedi iyileşme süreci başladı dedi doktor ve 20 günde iyileşti. başka bi arkadaşımın vitaminsizlikten kirpikleri dökülüyordu, bırakınca o da geçti hatta duygu özaslan da böyle bi sorundan bahsetmişti sanırım. Bunları söyleyince hep de o beslenmeyi bilememiştir diyorlar. :/

Neyse “cinayete ortak olmayalım” diyorlar tamam çok güzel ama “sağlık için veganlık daha iyi”, “insanların et yemesi gerektiği bir yalan”, “çocuğum aşısız da iyi olabilir tabiiki çünkü veganlık” işte bunları duyunca aşırı sinirleniyorum. Bence veganların geneli makul insanlar değil, çok uçtalar ve o uca gitmek istemiyorsun diye bi anda sana inanılmaz laflar edebiliyorlar. Hayatımda heralde anlaşamayacağım tek insan tipi olabilir.
0
ekaterina
(31.08.18)
Sözlükte çok sıksak "sözlükte neden veganlara karşı alaycılık ve düşmanlık var?" Diye soranlara düşman bile bulunur.
0
rakicandir
(31.08.18)
Argumanlari komik geldiginden.
Yoksa canli oldurmemesi icin omur boyu brokoli ile beslenmek buyuk erdem, buna lafimiz yok. O yonden ciddi saygim var.
0
stavro
(31.08.18)
çüzkü her şeye karşı bir alaycılık ve düşmanlık var. herkes kendini bir halt sanıyor.
0
suicides underground
(31.08.18)
Veganlar kendilerini en doğru, kalan herkesi düşman bellediği ve kendilerinden olmayanlara yaptıkları çağrılarda bile saldırgan bir dil kullandıkları için olabilir mi?

Menopoz teyze gibi sürekli bir gerilim hakim çok büyük bir kısmında ve çok itici geliyor bu durum bana. Muhatap olmak istemediğim için he he diyorum kapatıyorum konuyu.

Sözlük özelinde ise her şeye düşmanlık, alay var. O başka bir oturumun konusu.
0
chicha
(31.08.18)
Çünkü yanlış bir beslenme yöntemini tek doğru gibi savunup kalan herkese yamyam, leşçi gibi sıfatlar takmaları ve çoluk çocuk, kedi köpek vs bu saçmalığa alet etmeleri.
0
nundu
(31.08.18)
Oldurmek ve siddet uygulamak ya da uygulatmak, hayvani zorla hamile birakmak, yasam alanini kisitlamak ve kolelestirmek "KISISEL TERCIHIM BNM CNM" olamaz diyenlere düsmanlik var. Yani hakkin yok diyor, bu senin secimin olamaz, olmamali diyor 3 ogun tukettigin, yemek olarak gordugun "seyler" icin. Bu da rahatsiz edici oldukca.

Lifestyle veganlarin cok hedef olacagini dusunmuyorum... Cünkü onlar "benim kisisel tercihim boyle.", "sen istersen süt kuzusu ye, ben bir salata alayim bari..." deyip etliye sütlüye dokunmuyorlar. Onlarla ancak "he he he proteini az bunun." diye dalga gecilir.

Ek: Akli basinda argumanlar degil cocuk ve bebekleri ebebeynlerin "kendi isteklerine gore beslemeleri". Herkesin annesi babasi boyle yetistiriyor cocugunu. Anneannem Cerkes dedem yuzunden, onun kulturunden oyle gordugunden, bize balik yedirtmedi. Kimse kalkip anneanneme "torunlarinda omega bilmemkac eksik olur." ya da "Bu cocuklari OMEGASIZLIKTAN oldureceksin." demedi. Yemek sadece yemek degildir, sosyo-kültüreldir. Bazi seyler sofraya konmaz. Bu böyledir.
0
buf-e kür
(31.08.18)
Burada sanki bicok kisi mesaji yanlis anlamis:

Veganlik neden yanlis buna oneride bulunun dememis konuyu acan.

Asil konu sozlukte neden dusmanlik var?
0
Traveller
(31.08.18)
(3)

Bursa'da kitap okunacak yer

black holes in the sky
Merhabalar. Kütüphanelerde çok sıkılıyorum, evde okumaktan sıkıldım biraz değişik bir her arıyorum. Osmangazi ya da Yıldırım'da kitap okunacak, sakin bir yer neresi var? Cafe vs olabilir.
Merhabalar. Kütüphanelerde çok sıkılıyorum, evde okumaktan sıkıldım biraz değişik bir her arıyorum. Osmangazi ya da Yıldırım'da kitap okunacak, sakin bir yer neresi var? Cafe vs olabilir.
0
black holes in the sky
(29.08.18)
Balat Atatürk Ormanı'nı denediniz mi acaba? Hem yeşil, hem de huzurlu bir yer. Akşamüstü ve sabahları öneririm size.
0
-robin hood-
(29.08.18)
Bana çok uzak kalıyor. Üç vesait kullanmam gerekir oraya gidebilmek için. Merkezdeki sakin yerler daha güzel olur.
0
🌸black holes in the sky
(29.08.18)
Bkm'nin kafesi olabilir
0
chezsoi
(29.08.18)
(7)

kitapyurdu.com müşteri hizmetleri neden cevap vermiyor?

rahat ya
sb.sesli yanıt diye bi sistem koymuşlar allah belalarını versin. tek istediğim iptal ettiğim siparişimi gönderin demek. ne sipariş numaramı kabul ediyor sistem ne karşıma insan çıkıyor. ne yapacağız a dostlar böyle durumlarda?
sb.

sesli yanıt diye bi sistem koymuşlar allah belalarını versin. tek istediğim iptal ettiğim siparişimi gönderin demek. ne sipariş numaramı kabul ediyor sistem ne karşıma insan çıkıyor.

ne yapacağız a dostlar böyle durumlarda?
0
rahat ya
(27.08.18)
siparişi iptal ettiğin için sipariş numaran geçersizdir artık.
bence yeniden sipariş vermen lazım.
0
elorelia
(27.08.18)
yeniden sipariş verirsem yeniden ücret ödemem gerek. o iptal ettiğim siparişin ücretini de 3-4 aydan önce iade etmeyecekler klasik kitapyurdu politikası.

yani tek diyeceğim "iptal ettiğim siparişimi gönderin" başka bi şey yok. parasını falan ödemişim zaten. bu kadar büyük çapta bi site olup bu kadar amatör yönetilen başka site yoktur sanırım.
0
🌸rahat ya
(27.08.18)
Ben iki sefer siparişi düzenleyip içlerinden birer kitabın siparişini iptal ettim çok kısa bir süre içinde Kitapyurdu hesabıma çek olarak yatırdılar. İsterseniz çek olarak geri dönmesini istiyorsunuz isterseniz hesabınıza. Ben telefonla ulaşamayınca hem sitedeki iletişim kısmından hem direkt mail adreslerine atıyorum cevap veriyorlar.
0
black holes in the sky
(27.08.18)
siteden de mail attım, kendim de mail attım bakalım dönüş olur mu olmaz mı beklemedeyim.
0
🌸rahat ya
(27.08.18)
bayram tatili boyunca yoklardı, benim bir mailime bu sekilde otomatik cevap geldi. bugun dönerler muhtemelen.
0
river song
(27.08.18)
@river song

bana da geldi otomatik mail bekliyoruz bakalım :/
0
🌸rahat ya
(27.08.18)
Ben bunlardan ve idefix'ten bıktığım için artık kitap koala'dan alışveriş yapıyorum. Geliri yaralı sokak hayvanlarını tedavi etmekte kullanılıyor. Aklınızda bulunsun. Derdinize çare değil ama yazmadan geçemedim.
0
az bilinen yonleriyle starklarin gelini
(28.08.18)
(10)

Burçlara inanmak üzereyim

Karmaşıklık
"Henüz 15 yaşlarındayken kendimce hayatımda basit bir düzen kurar buna sonsuza dek uymanın fevkalade önemli olduğunu defalarca kendime tembih ederdim."23 Mart tarihinde bunu yazmışım Twitter'a. Kaynak: https://mobile.twitter.com/UmutMYavuz/status/977256195818967040Geçen günde sözlükte bunu gördüm ve
"Henüz 15 yaşlarındayken kendimce hayatımda basit bir düzen kurar buna sonsuza dek uymanın fevkalade önemli olduğunu defalarca kendime tembih ederdim."

23 Mart tarihinde bunu yazmışım Twitter'a.
Kaynak: mobile.twitter.com

Geçen günde sözlükte bunu gördüm ve beynimden vurulmuşa döndüm:

i.hizliresim.com

Tesadüfe bakın ki bende bir boğayım.
Sizce de bu bir tesadüf mü yoksa siz çoktan burçlara inanmış kimseler misiniz?
0
Karmaşıklık
(21.08.18)
Bunu yapmak istemeyen insan olmadığı için inanmanı gerektirecek bi durum yok bence.
0
Delay Fuze
(21.08.18)
Dediğiniz gibi, tesadüf. Gezegenlerin vb. çekim alanları sıradan cisimlerin (masa, sandalye) çekim alanlarından bile küçük kalır. Astroloji hiçbir şekilde hayatınıza kılavuz olmaz, öngörü kazandırmaz, bir şeyleri göstermez.
0
tey tey
(21.08.18)
valla insanlara sorsan en az yarısı düzen sever zaten. 12'de biri değil yani.
0
sir gawain
(21.08.18)
Boga burcu olup da boyle olmayan milyon tane insan bulurum sana. Burclara inana kerevizdir.
0
stavro
(21.08.18)
Tesadüf+1. Yazdığınız şey zaten birçok insanın kafasından geçmiştir, şaşırtacak kadar yaratıcı bir düşünce değil.
Memur benzetmesine güldüm :)
0
pike
(21.08.18)
her burcun bazı öne çıkan özellikleri oluyor ve o burca ait insanların çoğunda bulunuyor. istisnalar elbette ki var ama mesela başak burçları temiz titiz tipler oluyorlar, terazi kadınları süsüne düşkün, balıklar sulu gözlü vs. çevremde yaptığım gözlemler de uyuyor yani. böyle genel bir olay var ama başta da belirttiğim gibi her aslan burcu lider tipli olmuyor mesela ya da ikizler gibi bir öyle gir böyle falan..
0
tabirimekruh
(21.08.18)
Balık burcuyum, attığın tweet'e yüzde yüz katılıyorum, zamanında hayalini kurmuşluğum da var ve artık burçlara inanmıyorum.
0
neosphere
(21.08.18)
ben inanmıyorum. ikiz kardeşim var, ne yaptıklarımız birbirini tutar ne sevdiğimiz şeyler. karakter olarak daha çok benzediğim başka insanlar var çevremde. aynı burçtan bile değiliz. ben inanmıyorum. yukarıda arkadaşın da yazdığı kalıplaşmış bazı şeyler var, bütün burçla alakalı yerler senelerdir aynı şeyleri yazıp yazıp duruyor.
Ben de bir dönem meraka düşüp, acaba gerçekleşecek mi diye, burç yorumları okumaya başlamıştım. baktım hiçbir şey olmuyor, okumayı bıraktım bir gün. gezegenlerin hareketinden, venüs'ün durumundan hayatımın etkilendiğini düşünmüyorum açıkçası.
0
black holes in the sky
(21.08.18)
düzenim ufacık bozulsun, anında kafayı yerim. sevmediğim insanla yıllarca yaşadım, sırf düzenimin bozulmasına olan takıntımdan ötürü. gün içinde uymam gereken rutinlerim var, yıllardır bozmuyorum. dışarı çıkmam gerekirse, o rutinleri birkaç gün önceden halletmeyr çalışır, beceremezsem hayatı kendime dar ederim.

not: boğa burcu değilim.
0
gebere jackson
(21.08.18)
0
idexo
(21.08.18)
(4)

ttnet mi superonline mı ??

cranium
merhaba ,çanakkalede yaşıyorum. internet için ttnet kullanıyorum lakin 5 sene oldu, modem epey kötü, kampanyam 1 ay sonra bitecek,ama şöyle bir sorun var, ağustos'un sonunda biten fiyatı çok iyi bir superonline kampanyası var,aklımı çeliyor ; sizce ttnet'in zamanı dolmadan superonline a mı geçsem c
merhaba ,çanakkalede yaşıyorum. internet için ttnet kullanıyorum lakin 5 sene oldu, modem epey kötü, kampanyam 1 ay sonra bitecek,ama şöyle bir sorun var, ağustos'un sonunda biten fiyatı çok iyi bir superonline kampanyası var,aklımı çeliyor ; sizce ttnet'in zamanı dolmadan superonline a mı geçsem ceza ödeyip, yoksa ttnet'in bir kampanya önerisi için beni aramasını mı beklesem?

yardımcı olacak arkadaşlar,şimdiden teşekkür ederim.
0
cranium
(20.08.18)
4 senedir Superonline kullanıyorum. Fiber bağlantı var. İlk zamanlarda çok kötüydü, bağlantı yeni yapılmıştı binaya o yüzden olabilir, internetin on sekiz gün gelmediği olmuştu. Yine sık sık gittiği oluyordu. Ama iki senedir hiçbir sorun yaşamıyorum, senede bir iki kere belki bağlantı kopuyor. AKK uygulanmasına rağmen internet yüzünde hissedilir bir düşüş hissetmiyorum normal bir kullanıcı olarak. Bina yeni yapıldığı için Superonline bağlatmak zorunda kalmıştık ama şu an memnunuz.
0
black holes in the sky
(20.08.18)
2 yıl önce superonline'a geçtik. Daha iyi bence.
0
Traveller
(20.08.18)
Superonline Fiber ise geç, ADSL/VDSL ise geçme. Fiber kendi hatları, ADSL/VDSL TTNet altyapısını kullanıyor. Sorun olduğunda arada aracı olmuş oluyor.
0
Lim5
(20.08.18)
vodafone fiber e de
bakabilirsin.

bu da superonline altyapisi kullaniyor ama fiyatlar superonlineden daha uygun
0
egokalp
(20.08.18)
(5)

Diş Estetiği

soufigay
Merhaba;Üst dişlerimden en önde olan bir tanesi köşesinden kırık, alt dişlerim ise birbirinden çok uzak. Bu konu pek çok şeyde önüme çıkıyor; ikili ilişkiler, iş vs. Şimdi ben daha güzel görünmesi için çok pahalı olmayan ne gibi şeyler yaptırabilirim? Ortalama bütçem 7.000₺ civarında. İstanbul Anado
Merhaba;

Üst dişlerimden en önde olan bir tanesi köşesinden kırık, alt dişlerim ise birbirinden çok uzak. Bu konu pek çok şeyde önüme çıkıyor; ikili ilişkiler, iş vs.

Şimdi ben daha güzel görünmesi için çok pahalı olmayan ne gibi şeyler yaptırabilirim? Ortalama bütçem 7.000₺ civarında. İstanbul Anadolu yakasında bir doktor vs önerebilir misiniz?
0
soufigay
(17.08.18)
sadece fikir vermek amacıyla söylüyorum, işin ustaları biraz açarsa sevinirim çünkü ben de düşünüyorum;

zirkonyum kaplama?
0
pianist
(17.08.18)
Diş teli tedavisini deneyebilirsiniz. Ortalama iki yılda tedavi bitiyor. Kırık dişiniz için bir fikrim yok.
0
black holes in the sky
(17.08.18)
Kırık diş ufacık kompozit dolguyla hallolur. Ortodonti en mantıklı seçenek eğer boşluk varsa ama kompozit de mantıklı olabilir görmek lazım.

Kaplama en mantıksız seçenek görünüyor fakat.
0
bir ileti paylastim
(17.08.18)
Sizin dişleri tam hayal edemedim ama yaprak porselen alt dişler için iş görebilir belki.
0
inawen
(17.08.18)
bir fotoğraf atabilirseniz ÇOK GENEL OLARAK kabaca bir fikir verebilirim.
0
neverlose
(17.08.18)
(2)

su an icin kitap alinabilecek en ucuz kitap sitesi hangisi acaba

goochie goochie
sb. tskler
sb. tskler
0
goochie goochie
(17.08.18)
Ben kitapyurdu.com'u tercih ediyorum. bir tek sıkıntı yaşamadım su ana kadar.
0
black holes in the sky
(17.08.18)
Bence en ucuzu kidega şu an. Yeni bir oluşum sanırım. İlk kez sipariş verdim ben geçen ay memnun kaldım.
0
sacrilegious
(18.08.18)
(17)

ingilizce'yi kendi çabanızla nasıl öğrendiniz?

novotni
deneyimlerinizi alırım.
deneyimlerinizi alırım.
0
novotni
(16.08.18)
msn'de kızlara cam açtırmaya çalışarak.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.08.18)
Oturup binlerce kelime calisarak ki hala calisirim. Yabanci forumlara uye oldum, oradan insanlarla tanistim ama onun etkisi sinirli oldu. En cok etkiyi benim masaya oturup calismam sagladi.

Ikinci sirada da yabanci arkadaslar edinmem etkili oldu. Yurtdisina sadece bir kez Turk arkadaslarimla ciktim.
0
Traveller
(16.08.18)
webte karı soymaya çalışarak +1
0
japon askeri
(16.08.18)
klişe ama
sözlerine bakarak müzik dinlemek
altyazı ile yabancı dizi film
sürekli ingilizce sayfalar okumak

ama asıl bombayı yabancı biriyle tanışmak ve neredeyse hergün konuşmak patlattı. ilk başta zar zor anlamaya daha sonra konuşmaya ve muhabbet edebilme yeteneğine sahip oldum.

bunlar 5 sene içinde olan şeyler hemen olmadı tabii ki.
0
klakie
(16.08.18)
- oyunlar
- online sohbet
- küçükken mektup arkadaşları
- kitaplar
- şarkılar

sürekli iletişim çok önemli
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(16.08.18)
Xnxx te kategorileri öğrenerek başladım
0
brad pitt
(16.08.18)
bulunduğunuz çevrede ingilizce bilen, konuşan biri varsa onunla ingilizce konuşun. pratiğe dökmediğiniz sürece biriyle konuşmanız gerektiğinde afallayabilirsiniz.
bol bol kelime ezberleyin, dizilerdeki-filmlerdeki bilmediğiniz kelimeleri öğrenin, kelime defteri tutabilirsiniz. bbc izleyip podcast dinleyebilirsiniz.
toefl gibi sınavların örnek writing sorularına ulaşabiliyorsanız onlar üzerinde tıpkı sınavdaymış gibi yazın.
0
black holes in the sky
(16.08.18)
Müzik ve bilgisayar oyunları.
0
farabi
(16.08.18)
"hadi ben kendi çabamla ingilizce öğreneyim eğitimini falan almadan" olarak değil tabii de, ben de kendi çabamla öğrendim yıllar alsa da. ortaokul ve düz lisede gösterilen dışında eğitimini almadım. diziler, filmler, dergiler ve internet aracılığıyla (kurs falan değil, gezinti-okuma sürekli) ile öğrendim. anlamını bilmediğim sözcükleri sözlükten araştırdım hemen, yanımda yoksa not aldım sonra baktım. telefonumda her zaman bir sözlük yüklü olmuştur.
çocukluğumdan beri ilgim vardı zaten, yabancı diller hep merakımı cezbetmiştir ama belki de en yaygını ve pratik yapılabileni ingilizce olduğu için öğrenmesi kolay oldu.
iki yıldır bir amerikan şirketine çalışıyorum tamamen ingilizce olarak, e-mail'ler skype'lar çağrılar havalarda uçuşuyor.
0
gkhncnzdgn
(16.08.18)
xportant -1
düz lise okumuş, bir kere bile dil kursuna gitmemiş, yurt dışına çıkmamış bir arkadaşımın ielts ortalaması 7.

bu adam da oyun, şarkı, dizi, filmlerle öğrendi ama asıl etkisi hobileriyle ilgili yabancı forum ve çeşitli paylaşım sitelerinde gezinmek oldu. ayrıca amerikan aksanıyla da konuşabiliyor.

yani kendi çabanla öğrenmek diye bir şey var.
0
Bruce
(16.08.18)
kelime ezberlemeye kasmak ya da özel olarak kelime çalışmak bence çok efektif değil. Ben kelime haznemin çoğunu bilgisayar oyunlarına borçluyum. Bilmediğim hemen her sözcüğe sözlükten bakıyordum, biraz da yetenek varsa bi iki kere bakınca akılda kalıyor zaten. Bi de o an bi contexte bağladığın için kafanda unutmuyorsun. Yani kelime listesinden kelime ezberleyince altında örnek cümle olsa bile insan unutuyor ama oyunda bi dialogda geçen kelimeyi o anla beraber hatırlıyorsun.

Ayrıca ingilizceme en çok fayda sağlayan bir diğer şey de internetten araştırma yapmayı çok seviyor olmamdı. Araştıracağım her şeyi ingilizce araştırırım ve hobi olarak ingilizce wikipedia okuyan bir insanım. Böyle olunca durmadan okumak insanın kelime dağarcığı, kalıp bilgisi gibi konularını geliştiriyor. Grammer oturup öğrenilebilecek bir şey ve ingilizce grammer olarak çok kolay bir dil bence. Atıyorum almanca gibi değişik çekimler falan yok, o açıdan temel grammer bilgisinin üzerine bol kelime haznesiyle kolay öğrenilebilir ingilizce.

ayrıca bir xportant -1 de benden.
0
nundu
(16.08.18)
xportant +1. dizi, oyun vs bunlar yardımcı olur ama tek başına ingilizce öğretmez. ingilizce bir bütün. konuşma, yazma, okuma, dinleme. bunların tepsini sadece oyunla ya da diziyle öğrenemezsiniz. bence bir insan toefl'dan 4 bölümün her birinden min. 20 alamıyorsa ingilizce eğitimi devam etmeli.

bir kelime öğrenmek bile emek istiyor. mesela "enthusiastic" kelimesi. bunu cümle içinde kullanabiliyorum yer gelince. doğru bir şekilde telafuz edebiliyorum, anlamını biliyorum ama yazılışını bilmiyorum. az önce google'dan baktım. sadece bu kelimenin yazılışını öğrenmek için bile zaman ayırmam gerek. hepsine böyle eğilerek öğrenmediyseniz bence de hakkıyla öğrenememişsinizdir.
0
black mamba
(16.08.18)
@travaller kelime nasıl kelime çalışıyorsun? bahsedebilir misin? benim en çok zorlandığım yerlerden biri. işin temeli olduğu için konuşma, yazmayı, okumayı da etkiliyor. oturup tek tek ezberliyor musun?
0
black mamba
(16.08.18)
@blackmamba

www.victoria.ac.nz

yukaridaki kitapta anlatildigi gibi kelime defterim var, yukaridaki kitabi da okumanizi tavsiye ederim.
0
Traveller
(16.08.18)
teşekkürler faydalı oldu. benim de benzer bir yöntemim var ancak biraz uzun bi yol değil mi? kelime defterine her gün 10 yeni kelime ekliyorum bunu ilk 3 gün boyunca tekrar ediyorum. yazma ve konuşma olarak kullanmaya çalışıyorum. faydalı oluyor ama günde 10 kelime az sanki. yılda 3650 kelime yapıyor. liste alıp tek tek ezberleyim diyorum bu sefer de anlamını biliyorum ama cümle içinde rahat kullanamıyorum.
0
black mamba
(19.08.18)
Aslinda kitaba gore ana dili Ingilizce olan bir kisi universite okursa 20 yasina kadar yilda 1000 kelime ogreniyormus. Yani bir lise mezunu kadar Ingilizce bilmek bizi ucurur. Kaynaklara gore 17 bin kelime bilmiyormusum, ancak sozcugun kokunu bildigimde ondan tureyen kelimelerle birlikte 21 bini geciyormus toplam kelime duzeyim.
0
Traveller
(19.08.18)
benim amacım kısa vadede toefl'a hazırlanmak aslında. 80 almak isteyen biri için ne kadar kelime gerekir? ilk hedef olarak oxford 3000 listesindeki öğrenmeye çalışıyorum. bunlar sanırım günlük hayatta fazlasıyla ihtiyacımı görür. ama yeterli olmaz değil mi? forumlarda görüyorum 10 bin kelime gerekir falan diyorlar. o yüzden az gibi geldi.

sen günde kaç kelime öğreniyordun?
0
black mamba
(19.08.18)
(1)

instagram sorusu

elastigirl
merhaba arkadaşlar. instagrama bilgisayardan fotoğraf yükleyebilmek için gerekli işlemi yapıp telefon simgesine tıkladıktan sonra da fotoğraf eklemek için gerekli yer çıkmıyor bilgisayarda neden olabilir. teşekkür ederim.
merhaba arkadaşlar. instagrama bilgisayardan fotoğraf yükleyebilmek için gerekli işlemi yapıp telefon simgesine tıkladıktan sonra da fotoğraf eklemek için gerekli yer çıkmıyor bilgisayarda neden olabilir. teşekkür ederim.
0
elastigirl
(15.08.18)
bilgisayardan instagram'a fotoğraf yükleyemiyorsunuz. gramblr diye bir program varmış, onu deneyebilirsiniz.
0
black holes in the sky
(16.08.18)
(6)

İngilizceyi geliştirmelik

naksidil
böyle flört sitesi olur, chat odası olur nerelere kayıt olmak lazım? maksat yazışıp, konuşup practice yapmak. birkaç yere üye oldum ama türkiye'den girdiğim için türkleri getiriyor önüme. ücretsiz üye olduğumdan da ben mesaj atamadım falan filan. neyse işte anladınız. neresini önerirsiniz? link?
böyle flört sitesi olur, chat odası olur nerelere kayıt olmak lazım? maksat yazışıp, konuşup practice yapmak. birkaç yere üye oldum ama türkiye'den girdiğim için türkleri getiriyor önüme. ücretsiz üye olduğumdan da ben mesaj atamadım falan filan. neyse işte anladınız. neresini önerirsiniz? link?
0
naksidil
(14.08.18)
duyuruda bu benim! hehe onceden penpallar vardi ama simdilerde eskisi gibi degil. yine de bi arastirabilirsin.
0
baldan kaymak
(14.08.18)
Chat seklinde istiyorsan discord gruplarina bakmani tavsiye ederim. Farkli amaclarla kurulmus bircok discord grubu var(yazilim gelistirme, oyun, spor vs.)
discord.me adresinden arama yapabilirsin.

Onun haricinde reddit'te ilgi alanlarina uyan subreddit'lerde takilabilirsin. Eger burada aktif olursan(yorum yazma, ozgun icerik uretme vs.) sadece okumaktan daha fazla faydasi olur.
0
leben
(14.08.18)
burasi yerine reddit
0
try again fail again fail better
(14.08.18)
Tandem, interpals
0
le jeune turc
(14.08.18)
cambly diye bir şey var yazışma için değil ama görüntülü konuşmak için gayet güzel ing geliştirmek için etkili. belki hoşunuza gidebilir.
0
ezkaza
(14.08.18)
speaky var ama biraz amatör, genelde araplar falan oluyor.
0
black holes in the sky
(14.08.18)
(2)

Hangi kitabı okusam anketi

syd barrett in kedisi
son günlerde don kişot, moby dick gibi klasikleri okudum. biraz bunların dışına çıkmak adına birkaç kitap almıştım yazarların oylamasına sunuyorum.https://www.strawpoll.me/16268118
son günlerde don kişot, moby dick gibi klasikleri okudum. biraz bunların dışına çıkmak adına birkaç kitap almıştım yazarların oylamasına sunuyorum.

www.strawpoll.me
0
syd barrett in kedisi
(14.08.18)
Kura çekip sıraya koy.
0
ne zaman emekli olacagim
(14.08.18)
burada kafanızı en rahatlatacak olan kitap çavdar tarlasında çocuklar'dır. iyi okumalar.
0
black holes in the sky
(14.08.18)
(1)

WhatsApp dünki sohbetlerim silindi

owaki
Durduk yere dünki sohbetlerim silindi, haftada bi yedekleme vardı çok da önemli Birşeyler yok ama neden öyle olduğunu merak ettim, ve geri almak için ne yapabilirim
Durduk yere dünki sohbetlerim silindi, haftada bi yedekleme vardı çok da önemli Birşeyler yok ama neden öyle olduğunu merak ettim, ve geri almak için ne yapabilirim
0
owaki
(14.08.18)
depolama alanınız azaldıysa onu yükseltmeye çalışın yoksa mesajlarınızı siliyor. isterseniz sohbet yedeğinden günlük yedeklemeyi ayarlayın.
0
black holes in the sky
(16.08.18)
(3)

Turkce ogretmenligi hakkinda

serstoney
Oncelikle selamlar abilerim,ablalarim. Saglik meslek lisesinden bu sene mezun oldum. Sinava pek calisamadim ve tercih alanlarim biraz kisitli.Sozelde siralamam 67k ve yasadigim sehre yakin olan KKU Turkce ogretmenligini 1.tercih olarak dusunuyorum. Bolum hakkinda dusunceleriniz nelerdir? Gelebirligi
Oncelikle selamlar abilerim,ablalarim. Saglik meslek lisesinden bu sene mezun oldum. Sinava pek calisamadim ve tercih alanlarim biraz kisitli.

Sozelde siralamam 67k ve yasadigim sehre yakin olan KKU Turkce ogretmenligini 1.tercih olarak dusunuyorum. Bolum hakkinda dusunceleriniz nelerdir? Gelebirligi var midir? Tesekkurler, saygilar.
0
serstoney
(12.08.18)
kimsenin fikri yok mu ya?
0
🌸serstoney
(12.08.18)
Tercih hakkında bir fikrim yok ama üzerine bir de yabancı dil olarak türkçe eğitimi yüksek lisansı da düşünmeni öneririm. Mevcut göçmen nüfusu ve yabancılara türkçe öğretiminin gereksinimin artması, ileride bu alanı daha da kıymetli yapacak.
0
idonthaveatvset
(12.08.18)
Öncelikle eğitim hayatınızda başarılar.
Sanırım şu an en çok atanan öğretmenliklerden biri Türkçe öğretmenliği. Tabi dört sene içinde neler değişir, ataması nasıl olur bilemiyorum.
Bence mesleği gerçekten yapmayı istiyor musunuz, buna karar verin. On-on dört yaş arasındaki çocuklarla anlaşabilecek misiniz, sözleşmeli öğretmenlik sistemi devam ederse altı sene nereye atanirsanız orada kalabilecek misiniz, gerçekten istiyor musunuz?
Alacağınız eğitim tabi ki önemli ama sonuçta orada öğrendiğiniz teorik bilgilerin çoğunu ortaokul çocuğuna anlayamayacaksınız. Belli başlı üniversitelere gitmediğiniz sürece öğretmenlik için üniversitenin çok bir şey değiştirdiğini düşünmüyorum.
KPSS var bir de. Ola mı atamadınız, özel okullarda asgari ücretten biraz fazla maaş sunacaklar belki size, ücretli öğretmenlik ondan daha vahim.
Sıralamalar hakkında bir bilgim olmadığı için o sorunuza yanıt veremeyeceğim.
Gerçekten istediğiniz mesleği yaparsınız umarım.
0
black holes in the sky
(13.08.18)
(15)

köye yerleşeyim mi?

lenin benim amcam olur
istanbul doğumluyum. 25 yaşındayım. bir türlü yapamadım şehirde. ekonomik olarak idare etsem de kent hayatına alışamıyorum. arkadaşlar köye gittiğinde onlarla gidince orada geçirdiğim zaman resmen mutlu ediyor. dönmek istemiyorum. editörüm. çeviri de yapıyorum. kenarda bir beş-altı bin liram var. ed
istanbul doğumluyum. 25 yaşındayım. bir türlü yapamadım şehirde. ekonomik olarak idare etsem de kent hayatına alışamıyorum. arkadaşlar köye gittiğinde onlarla gidince orada geçirdiğim zaman resmen mutlu ediyor. dönmek istemiyorum.

editörüm. çeviri de yapıyorum. kenarda bir beş-altı bin liram var. edirne'de bir köyde kira ve faturaların toplam 300 lira tuttuğu iki katlı bir ev baktım geçen gidip. oraya yerleşip yine çeviri ve editörlükle çok rahat yaşarım. ayda bir iki kez gelip kadıköy'de takılırım yine diyorum atla deve değil.

ne diyorsunuz?
0
lenin benim amcam olur
(11.08.18)
İş ve sosyal açıdan istanbul' a bağımlı değilsen bunlarsız da pekala yaşayabileceksen durma git yerleş.
0
Amaranta ursula
(11.08.18)
İmrendim valla, hiç durma yerleş derim.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.08.18)
bence olmaz. bu tarz şeyler kolay değil. köyde yaşayanlar da şehire gitmeye çalışıyor. gençsin daha şehirde tutunmaya çalış. köye 10 yıl sonra da gidersin. ama şu an şehirde tutunmak için yapabileceklerini 10 yıl sonra yapamazsın. bu tarz şeyleri herkes söylüyor da gerçeğini yapmak kolay değil. mantıklı da değil. köyde hiçbir şey yok. hayat yok. bence şehiri zorla. çünkü gidersin 3 yıl sonra sıkılırsın o saatten sonra şehirde tekrar tutunmaya çalışmak daha da zorlaşır.
0
black mamba
(11.08.18)
köyde yaşamak sadece köyde bir evde yaşamak olarak algılanmamalı bence.

çünkü çeviri yapmak, yazı yazmak senin mesleğin işin bittiğinde bir sosyal hayatın da olmalı.

iş dışındaki yaşamını değerlendirmen gerekiyor, mesela bağ-bahçe ile uğraşmayı seviyor musun, tutacağın evi bahçesi var mı?

insanlarla iletişime geçmen gerekiyor, köylülerle iletişimin iyi midir, uyum sağlayabilir misin?

istanbul'da olup köyde olmayan vazgeçemeyeceğin şeyler var mı, sevgili, manzara, sevdiğin bir restaurant, bar, kafe, insan herhangi bir şey.

tüm bunları değerlendirdikten sonra hala sorun yoksa tabii ki gidilir.

ama black mamba'nın dediği gibi bu iyice romantizm olmaya başladı, sanki köyde yaşamak matah bir şeymiş gibi, önemli olan gerçekten oraya uygun bir yaşam tarzın var mı?
0
ocanal
(11.08.18)
Edirnede ne işin var o zaman? O 300ü bir şekilde 800 yap, muglanin bir köyüne git.
0
retiredcolonel
(11.08.18)
Git abi. Bizim köyde su parası yok, 5 tane buzdolabının çalıştığı eve elektrik faturası 100 lira falan geliyor. Fatura derdi yok. Onun dışında sahiden su içtiğini anlıyorsun, gece kaçta yatarsan yat, kaç tane içmiş olursan ol sabah dinç kalkıyorsun. Ben de seviyorum gidince gelesim gelmiyor ama yaşayabilirim diyorsan git.

Zor yanlarını yazmadım :)
0
eazy
(11.08.18)
İki - üç ay deneyecek şekilde geçici bir plan yap, önce gidip biraz orayı yaşa.

Sonra zamanı artırırsın, istersen temelli gidersin.

Köy hayatı şehirden daha sosyal olmanı gerektirebilir. Orada bireycilik sökmez. Gittiğin yerde iyi ilişkiler kurarsan tutunman daha kolay olur. Buna karşılık topluluk içinde barınmak için biraz siyaset yapman gerekebilir. Mesafeyi baştan iyi belirlemen gerek. Mutlaka dedikodular da olacaktır. Dışarıdan gelen biri olarak aralarına hızlı giremeyebilirsin, uyum sağlayamayabilirsin.

Bugün, yıllar sonra ailesiyle şehirden köye döndüğünü söyleyen bir müşteri geldi. Oğlu okulunu bitirmiş vs. Dedi ki köyde yaşıyoruz diye oğlana kız vermiyorlar. Yani kızlar köye gelin gitmek istemiyormuş.

İstersen önce senle benzer fikirde birini bul, onla birlikte göçün. Yine önce dönemsel olarak gidin, biraz hayatı deneyimleyin. Sonra daha uzun vade planlar yapın. Hemen temelli karar vermeyin.

ek: Bu müşteri köye döndüğünden beri ev almış, araba almış, borcu harcı kalmamış... maddi manevi çok daha iyi olduğunu da söyledi. Şimdi tek dertleri oğlanı evermekmiş : )
0
idexo
(11.08.18)
Valla olabilir. Yalnız kışın soba yakması falan onları da düşünün. Yazın köy yeri kolay olsa da, kışın yollar izler çamurdan kardan geçilmeyebilir. Tuvalete gitmek bile zor gelir sobalı odadan/evden çıkıp. Yani tüm olasılıkları zaman dilimlerini düşünün.
0
rosencruz
(12.08.18)
köye değil de antalya, eskişehir gibi nispeten ucuz şehirlere yerleşebilirsin. daha mantıklı bence. şehrin imkanlarını sunan ama ucuz olan birçok yer var.
0
black mamba
(12.08.18)
Iyi dusunmekte fayda var cunku ikide bir su kesiliyor, elektrik kesiliyor. Issiz ve merkez bi yere gitmek icin ulasim cok yetersiz ozel araciniz yoksa sorun olabilir. Saglikla ilgili bi durum yasarsaniz daha fena. Merkez bi yer degilse mutfak masrafiniz pahaliya mal olabilir. Bunlarin disinda oldukca rahat ve huzur verici tabii.
0
superfluid
(12.08.18)
Merkeze ya da en azından şehre görece yakın yolun düzgün olduğu bir yer lazım yani köy nüfus olarak büyük değilse. Çünkü her boku dışarıdan alıp gelmen gerekebiliyor.

Araban var mı mesela bu da önemli bir mevzu. Yol masrafı olacak illa ki. Köyde yaşanır. Düzgün bir internetin de olduğu sürece işini yapabileceksin anlaşılan. Ama bunları da dikkate alman lazım.
0
kljgslsdkjsd
(12.08.18)
Konforu arttıracak bir şey söyleyeyim, imkan varsa, evi satın aldıysanız falan iyi bir yalıtım yaptırın + inverterlı güzel bir klima taktirin. Kışın sizin en büyük yardımcınız olabilir.
0
kisa
(12.08.18)
Ege, Akdeniz taraflarına falan gitmeyi düşünürsen beni de al yanına.
0
redskull
(12.08.18)
Bazı köylerde bakkal dahi olmuyor. Tuvalet bile dışarıdadır hala çoğu köy evinde.
İstanbul'da belki zihnen çok yoruluyorsunuz ama köyde de bedenen yorulacaksınızdır. Şehirde her şey elinizin altındayken köyde öyle bir fırsatınız olmayacak.
Telefonun çekmediği yerler hala var, işinizi internet üzerinden devam ettireceğinizi düşünerek internet bağlatmak sıkıntılı olabilir.
Ama yedi yirmi dört çeviri yapmayacağınıza göre kendinize başka meşgaleler edinmeniz gerekebilir. Muhakkak siz de düşünmüşsünüzdür ama hayvan bakabilirsiniz ya da bahcenize ufaktan bir şeyler ekebilirsiniz.
Yine de sizin kararınız. Toplu düzeninizi bozup hiç bilmediğiniz bir yerde yeni bir hayata başlayacak olan sizsiniz. Yeni kurduğunuz düzeni de bozup tekrar şehre dönmemiz de icap edebilir.
Umarım sizi mutlu edecek kararı verirsiniz.
0
black holes in the sky
(13.08.18)
bu gibi durumlarda hep şunu sorarım
-olmazsa ne olur?
senin durumunda hiç bir şey olmaz en kötü döner devam edersin, git arkana bakma
0
hopp
(13.08.18)
(1)

Müzik videosu hazırlama

yarasiz yuz
selam gençler. en iyi 10 solo, riff, cart curt şeklinde videolar hazırlamak istiyorum ancak bu alanda hiç tecrübem yok. açıkçası daha önce tek bir video bile hazırlamadımmm :( sizce bu iş için en uygun program hangisi? yapacağım tek şey şarkının belli bir kısmını kesip öyle öyle birleştirmek. arkapl
selam gençler. en iyi 10 solo, riff, cart curt şeklinde videolar hazırlamak istiyorum ancak bu alanda hiç tecrübem yok. açıkçası daha önce tek bir video bile hazırlamadımmm :( sizce bu iş için en uygun program hangisi? yapacağım tek şey şarkının belli bir kısmını kesip öyle öyle birleştirmek. arkaplanda sadece resim olur zaten. yani anlayacağınız öyle çok ayrıntılı güçlü bir programa ihtiyacım yok. ve eğer biliyorsanız önerebileceğiniz bir eğitim videosu varsa hoj olur. teşekkürler şimdiden mcks.
0
yarasiz yuz
(11.08.18)
ben o tarz işler için sony vegas pro 13 kullanıyorum. sony vegas pro dersleri derseniz zaten birçok video çıkar karşınıza.
0
black holes in the sky
(16.08.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.